“Ölüm aldığı hiçbir şeyi geri vermeyen korkunç bir şey.”
“Ölümün inkâr edilemez gerçekliği karşısında hüzünlü bir duyguya kapılırdı hep, renksiz bir yalnızlık duygusuna. Hayat inanılmaz derecede kırılgandı.”
Yazar Lars Kepler’in Ikinci kitabı olan” Infazcı” eserini Ağustos ayında okuyub bitirdim yorumlamak ise bu güne kismet oldu. Stockholmda bir yatta genç kadın cesedi bulunmuşdur. Genç kadın’nın cesedi barış eylemcisi Penelope Femandez’in kız kardeşi Viola’ya aid. Polisler kadının suda boğularak öldüğünü sanırlar, ama kadının giyisileri kuru hiç bir damlada şu yoktur üzerinde. Bu olayla yanaşı boş bir evde ünlü biri olan Palmcrone yüksek tavandan asılı olarak ölü bulunuyorum ve yine polisler bu ölümüde intihar olduğunu söylerler, ama boş evde üstüne basabileceğ bir eşya yoktur. Barış eylemcisi Penelope Femandez ve erkek arkadaşı Björn bir adada mahsur kalmışlar hem acımasız bir İnfazcda cütlüyün peşinde. Dedektif Joona Linna her iki cinayeti çöze bilecek mi, Penelope ve Björn Infazcı’nın elinden sag salim kurtula bilecekler mi, Penelopede olan foto hanki sırları saklıyor, neden bu foto bu kadar önemli ve ugruna insanlar infaz ediliyor. Bence sorulara cevap bulmak için yazar Lars Kepler’in “İnfazcı” kitabını kesin okumalısınız. Kitapla kalın sevgili kitap dostlarım.