DOLAR
32,5317
EURO
34,8626
ALTIN
2.441,40
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Dr. Rahmi Duman/ Şair-Güftekâr/ Kayseri

Dr. Rahmi Duman/ Şair-Güftekâr/ Kayseri

TANIYALIM

———-

Dr. Rahmi Duman/ Şair-Güftekâr/ Kayseri

Ali Rıza Navruz

^^^^

“Mest oldu gönül gözlerini gördüğüm akşam

Ömrüm senin aşkınla helâk olsa da yanmam

Zindan kesilir her bir ufuk, senden uzaksam

Zülfün beni bağlar ve çeker her neye baksam”

Beste: Şerif İçli

Güfte: Rahmi Duman

Makam: Karcığar

Bu gün itibariyle Gesi Belediyemizin bir mahallesi konumunda olan ve Efkere Vadisinin hemen girişinde yer alan Efkere köyünde Tüfekçi ustası Mustafa Efendi isminde biri yaşamaktadır. Mustafa Efendiyi 1908 yılında askere alırlar. Eşi o zaman henüz üç aylık hamiledir. Savaş sırasında Mustafa Efendi şehit düşer. Zamanı gelince doğan erkek çocuğa Rahmi adını koyarlar. Köyde yetimler yurduna verilen Rahmi İlkokuldan sonra İstanbul’a gönderilir. Burada Sait Halim Paşa yalısındaki yetim çocuklar için ayrılan bölüme yerleştirilir. Rahmi 1927 senesinde İstanbul Erkek Lisesini bitirir. 1933 senesinde ise artık tıp fakültesi mezunudur. Soyadı Kanunu çıktığında “Duman” ismini alarak meslek hayatına Bakırköy Akıl Hastanesinde ünlü Doktor Mazhar Osman’ın yanında Başasistan olarak göreve başlar. Çok çalışkan olduğu söylenir. Bilgili ve dürüstlüğüne de diyecek yoktur. Sert mizaçlı, kara-kuru bir adamdır. Size daima uykulu gözlerle bakar hep. Zaman zaman da sizi kahkaha tufanına boğarak şaşırttığı olur…

Eskiden doktorlar aralarında şakalaşırken şöyle derlermiş: “Bizim tıp fakültelerinden her şey çıkar. Eee tabii ki ara-sıra doktor da çıkar…” İşte Rahmi Duman bu ara sıra çıkan doktorlardan birisidir. Üstelik şair bir doktor. Ben burada karıncaların ayak izlerinde dev yaratma çabasında değilim ve olmam da. Şairimizin; Edebiyat ve şiiri gerçek yaşamın insan beynindeki yansıması olarak gördüğüne inanıyorum. İstanbul Erkek lisesinde başladığı şiir serüvenine Üniversite yıllarında da devam etmiştir. Paris ve Cenevre’deki deneyimlerinden sonra kendi kliniğini açarak hastalarına hizmet sunar…

Rahmi Duman Bildiğimiz kadarıyla çok geç evlenmiştir. Sevdiği bayanın kendisinden çok genç olması çevresinde olumlu karşılanmasa da yine de sevgi ağır basar ve evlenir. Eşinin adı Cemile’dir. Uzun boylu ve oldukça alımlı bir bayan olduğu kulağımıza gelen söylentidir. Şairimiz o dönemde çevresine karşı olan isyanını: “Ne günah etse açılmaz iki gönlün arası/Ne gün âh etse kanar dildeki firkat yarası/Dilerim bin beter olsun kim ayıplarsa beni/Arıyor Ruhum onu, olsa da bir yüz karası.” Şeklinde dile getirir. Dr. Alaeddin Yavaşça bu güzel güfteyi aksak usulde ve hicaz makamında bestelemiştir..

Dr. Rahmi Beyin Cemile hanımdan 1954 de Rahmi ve 1956 da Hakan adlı iki erkek çocuğu olur. Klinikte çalışan bir hizmetli, 1971 senesinde ülkede yaygınlaşan terör olaylarında İstanbul’da birçok soygun, fidye için adam kaçırma ve adam öldürme olaylarına karışan örgüte, Dr. Rahmi beyin evinde çok para olduğu bilgisini verir. Bunun üzerine 15 Nisan 1971 senesinde, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusuna bağlı beş kişilik terörist gurup, Dr. Rahmi Beyin evine girerler ve Avusturya lisesinde okuyan 15 yaşındaki oğlu Hakan’ı kaçırırlar. Bitmeyen ümit ile 3 günlük oğul bekleyişi, Dr. Rahmi beye 3 bin yıl gibi gelir. Bu bekleyiş sürecinde Dr. Rahmi Duman hissiyatını yine kelimelerle mısralara şu şekilde aktarır: “Kimseyi böyle Perişan etme Allah’ım Yeter/Uyku tutmaz, bir ümit yok gelmiyor hiçbir Haber/Ağlamaktan gözlerim etrafı artık görmüyor/Hazreti Yakup’a döndürdü beni Hükm-ü Kader” Bu hissiyat şiiri de daha sonraları yine Alaeddin Yavaşça tarafından aksak usulde ve Hicaz Makamında bestelenmiştir.

Ayrıca Saadettin Kaynak;“ Bin hüzün çöktü yine gönlüme akşamla benim/Ülfetim var nice yıldan beridir gamla benim/Dönerim bekle beni sen deyiver dönme geri/Bir ümit sun ne olur kalbime bir damla benim” şeklindeki güftesini Hüzzam makamında bestelemiş bulunmaktadır.

Yine güfteleri şairimize ait olan pek çok şarkıdan bir kaç tanesinin ismini de burada vermek isterim: “Türlü derde ben deva buldum”, “Her an beni çekmekte uzaklardaki bir el”, “Boş kalan kalbimi doldurmada derdim”, Bülbülün derdini sormayın gülden”, Geç kalma ki geçmektedir Eylülde bu yaz da”, “Kalbinde yerim yoksa da çehremde izin var.” Bir şair ile bestekâr yakınlığının, dostluğunun; duyguların paylaşılması ve ruh birliğine varılması yönünden çok önemli olduğunu burada bir kez daha görüyoruz. Bu kez İsmail Hakkı Nebioğlu Hüzzamdan giderek, “Dönmeyen Yolcu” adıyla bilinen şairimizin güftesini unutulmaz şarkılar kervanına katmıştır.

1908 yılında doğan ve türlü derde eliyle deva bulduğunu söyleyen hemşerimiz Dr. Rahmi Duman 20 Eylül 1985 tarihinde 77 yaşında iken ebediyete intikal etmiştir. “Can Veren Sultan” onun tek şiir kitabıdır.

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.