Gizlice buluştuğumuz Neşe ile kahkalar attığımız Bazende hüzünlenip ağladığımız Hani yaprakların şarkısını dinlediğimiz Kuşlarıyla muhabbet ettiğimiz Tarihler attığımız Kalpler çizdiğimiz Yeminler ettiğimiz Kışın dökülen yapraklarını saydığımız Hayaller kurduğumuz Üşümemek için sarıldığımız İşte yine ben biz oradayız Seni gören gözlerim İsmini söyleyen dilim Seni seven kalbim Sana gelen ayaklarım İşte biz...
Sevgili dostlarım! “Her neslin evvelki nesillere karşı mukaddes bir borcu vardır; unutmamak borcu…” Vakti gelen güzel atına binip gidiyor elbet. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Hiç kimsenin burda kalma süresi “Ne bir saniye uzatılır, ne de kısaltılır” Amenna! Fakat bu değerlerimizin hatıralarının üzerindeki asırlık ‘toz tabakasını’ silip atmak bizim vazifemiz olmalıdır...
Sen gönül gözümün çemberinde tek hâresin.Desen desen boyanla herkesten çok saresin.Canım değilsin canımda bin renkte paresin.İlmek ilmeksin senden başka bir nakışım yok. Çayıma karanfilsin, tarçınsın ekmeğimde.Dudağımda besmele, duasın benliğimde.Sana susar, acıkırım her sen dediğimde.Doyduğum lokmasın senden başka bir aşım yok. Olmasaydı gözlerin haddim miydi bu şiir?Doğmasan çekilmezdi ne ülke...
Yıllar geçse bile değiştiremediğimiz en kayda değer şeylerden biridir Türk dizileri. Kış aylarında yaza nazaran farklı fikirler üretilse de yazın televizyonu açmamakta fayda var. Çünkü hangi kanalı açarsanız açın izleyeceğiniz dizilerin yalnızca birkaç dakika sonra birbirinin aynısı olduğunu göreceksiniz. Hepsinin konularının buluştuğu ortak bir payda var. Başrol kız başrol erkeğinin...
Hani ! Zamanın geçeni gelmez ya geriye Akrep ile yelkovan takmış vitesi seriye Hep yüzleşmekti hayalim, bir gün bile olsa Hiç bir şahsi,nefsi menfaat gütmedim oysa Hep bekledim ben,bir gün elbet gelir diye Madem gelmeyecektin,niye beklettin niye Son demi bekleme, vuslat ile gel bir göreyim Sonra ben yalnız, yine bir...