DOLAR
32,4478
EURO
34,7388
ALTIN
2.438,75
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

ALMANYA MACERAMIZ

ALMANYA MACERAMIZ
23 Haziran 2022 10:56
0
A+
A-

Annemle beraberim. Almanya’nın Hamburg şehrinde. Yaşım altı. Üç ay kadar burada kalacaktık.

Babamdan ayrılırken çok zorlandım. Üzüldüm, onu bizsiz bırakıyoruz diye. Havaalanında ona veda ederken içim burkuldu. Hiç göremeyeceğim hissine kapıldım.

Annemin teyzesi orada. Evlenip oraya yerleşmiş. Üç çocuğu ve beş torunu var. Özlemimiz büyük. O zamanlar çocukları bekardı.

Bindik uçağa, ver elini Almanya.

Vardığımızda bizi karşıladılar. Her detayı hatırlayamasam da çoğu şeylerle ilk orada tanıştım. İlk bilgisayarı orada gördüm. İlk Nutella’yı orada yedim. İlk çocuk Migros arabalarını orada gördüm, sürdüm, bayıldım. Marketten kasa kasa alışveriş yapanlara hayranlıkla baktım. İlk havyarımı orada yedim. İlla zengin olmanız gerekmiyor herkes her şeyden kasa kasa alabiliyordu orada. Boğazlarına çok düşkünlerdi ve her şey bereketliydi.

Akşamları beni erkenden uyutmaya çalışırlardı. Kendimce uyanıklık yapmaya çalışıp, oyalanmak için kap kap meyveli yoğurt yerdim. Tabi daha kolay uyurdum bilmeden.

Ev beş odalıydı. Yatak odasında ilk gördüğüm pres ütü de çok ilginçti. Her şey çok pratikti. Kocaman bahçeye bakan bir mutfak ve sabahları dehşet derecede ter kokan şişman yumurtacı kadın, vardı.

Kapı kapı dolaşır, her sabah evlere kartonla yumurta satardı. Tombul bedenini saran, geniş vücuduna uygun aşağı kadar uzanan beyaz bir elbise giyerdi. Saçları küt ve sarıydı. Onun ter kokusu gerçekten dayanılmazdı. Kapı her açıldığında bizimkilerin Almanca konuşmalarının bir an önce bitmesi için dua ederdim. Meraklı olduğum için de konuşulanları anlar gibi aralarında durur, o kokuyu solurdum. O ise yumurtaları satmadan kapıdan gitmezdi.

Bir de aşağıda, apartmana ait kurulu kumlu bir park vardı. Orada arkası olmayan salıncaktan düştüğümü hatırlarım hep. Korkmuştum ama bir şey olmamıştı. Her yer kumdu. Yumuşacık. Adını bilmediğim aletin üstüne oturup çekince zıpladığımız ve çok eğlendiğim bir oyuncak daha vardı. Kuzenim çekiyor, ben havaya kalkıyordum. Ne kadar hızlı çekerse o hızla yukarıya kaldırıyordu alet beni. O kadar çok eğleniyordum ki orada her şeyi önceden keşfediyordum. Arada bir de anneme el sallıyordum.

Bir gün, beni evden uzakta bambaşka bir parka götürdüler ve aniden herkes kayboldu. Beş kişilik aileden, kaydırağın tepesine çıktığımda kimsecikler yoktu.

Demir merdivenlerden inmeye çalıştığımda arkamda bekleyen bir sürü yabancı çocuğun haykırışlarını duyuyordum; anlamıyordum. Sadece el hareketleri bana tanıdık geliyordu. Kızgınlardı ve sıralarını bekliyorlardı. Çaresiz kayacaktım. Tekrar kaydırağın başına çıkmaya çalıştım. Demir parmaklıklara basarken önümde ilerleyen çocukların ayakkabılarından aşağıya süzülen kumlar gözlerime batıyordu. Kaybolmanın yanında bir de canım da yanıyordu. Tam göremiyordum bile. Kaydırağın tepesine çıkmayı başardığımda buradan etrafa baktım. Ne sağda ne solda ne de önümde kimse vardı. Koca parkta bomboş, yapayalnız kalmıştım. Annem de yoktu, ona el sallayamıyordum.

Arkama baktım. İyice kalabalıklaşmıştı. Çaresiz kayacaktım. Sonunu bilmediğim bir dünyaya geçiş yapıyordum sanki. Sonunda kaymaya başladım. Aşağıya doğru ilerlerken bizimkilerin teker teker sağa sola dizildiğini gördüm. Bir tarafta kuzenim diğer tarafta diğer kuzenim. Gülümseyerek bana bakıyorlardı. Meğerse şaka yapmışlar, eşek şakası. Annemde onlara nasıl uymuştu inanamıyordum. Beni gözünün önünden bir dakika ayıramayan annem…

Çok kızmıştım çok. O kaykaydan kayma süreci bana o kadar uzun gelmişti ki.

Annemin boynuna sarılarak;

-Gidelim buradan anne ne olur, babamı çok özledim, dedim.

Gözyaşlarım çığlıklarıma karışıyordu. Arka arkaya tekmeler atıyordum annemin bacağına. O da bana sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordu beni ama nafile. Susmuyordum işte. Kaydırağın tepesinde yaşadığım dehşeti onlara da yaşatmak istiyordum. Kimseye bakmıyordum sadece annemin yanındaydım.

Kuzenim bir anda elimden çekerek beni, köşede ilginç şekilli bir arabaya götürdü. Arabanın üstünde kocaman bir külah vardı. Camekandan görülen renkli şekerlemeler de beni benden alıyordu. Külahın üstüne kocaman dondurmalar koydurdu ve bana uzattı. Biraz olsun rahatlamıştım.

Eve döndüğümüzde uyumak istedim. Küçük bedenim yorgun düşmüştü. İçerde ranzanın üstünde yatmaya çalışırken duyduğum sözler beni çılgına çevirmeye yetmişti.

-Burada temelli kalmaz mısınız? Bak hayatınız kurtulur, diyorlardı anneme.

– Eşim, kardeşlerim Türkiye’de. Dil bilmiyoruz. Hem kızım da çok korktu. Burası ona iyi gelmeyebilir. Kalamayız buralarda, diye yanıtladı annem.

Memleket değiştirmek öyle kolay mıydı? Ne olup biteceğini önceden nasıl kestirebilirdik? Ben bu kadar korkmasam belki annem kalabilirdi onu da bilmiyordum, ama kendimi orada hiç güvende hissetmemiştim.

Büyüyüp olgunlaştıkça anneme hak vermeye başlamıştım. O zaman olsa belki anlamazdım tam ne olduğunu; ama bir şehirden başka bir şehre taşınmak bile insanı duygusal yönden nasıl etkiler tahmin edebiliyordum. Yaşam şartları ,maddi sıkıntılar, adaptasyon sorunu , bunların hepsi kaçınılmazdı.

Ne gerek vardı zaten; biz mutluyduk ülkemizde.

Dönüş zamanı gelmişti artık. Ailecek bizi uğurlamaya o kocaman uçakların bulunduğu yere, havaalanına götürdüler.

Benim için fark etmemişti. Oradan ayrılırken de ağlamıştım, buradan giderken de.

 Unutmadım. Altı yaşındaydım.

LEDA BOYACI

2018 (İKİ ŞEKERLİ KİTABINDAN)

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.