SARAH JİO
310 SAYFA
Sırlar böyledir işte. Her zaman kendi yollarını bulurlar. Bir ömür sürse bile.
Sevgili Münevver ile su gibi akıp giden bir kitap okuduk. Heyecan, merak ve hüzün içinde güzel bir okumaydı bizim için. Eşlik ettiğin için çok teşekkür ederim canım Nicelerinde buluşmak dileğiyle yeniden.
Farklı zamanlarda yaşayan iki kadın, zamansız bir kar fırtınası ve kesişen hayatlar.
Yıl 1933. Vera, 3 yaşındaki oğlu Daniel ile yaşayan bekar bir annedir. Geçinebilmeleri için çalışmak zorundadır Vera. Mayıs başlarında beklenmedik bir kar fırtınası şehri felç etmiştir. Hava şartlarının olumsuzluğuna rağmen gece oğlunu evde bırakıp çalıştığı otele giden Vera, mesai bitiminde hayatının en büyük acısı ile yüzleşecektir. Daniel, çok sevdiği oyuncak ayısı Max’i geride bırakarak kaybolmuştur.
Yıl 2010. Claire kocasının ailesine ait yerel bir gazetede muhabirlik yapan genç bir kadındır. Yaklaşık 80 yıl önce yaşanan mevsim dışı kar fırtınası yine kendini göstermiş, Seatle beyazlara bürünmüştür. Zamansız yaşanan ve “Böğürtlen Kışı” denen bu olayı kaleme alması istenir Claire’den. Genç kadın neler yazacağına dair araştırma yaparken kaybolan Daniel’in öyküsü dikkatini çeker. Olayın sonuçsuz kalması ve yakın zamanda bir bebek kaybetmiş olması Claire’i bu olayı çözmeye yönlendirir. Bulduğu her ipucunda Vera ve Daniel’e bir adım daha yaklaşacaktır. Bu sırrı çözmeye çalışırken bir yandan da bebeğini kaybettikten sonra eşi Ethan ile bozulan ilişkilerini de düzeltme çabasındadır genç kadın.
Yazardan okuduğum ikinci eserdi ve severek okudum. Yüreği yaralı iki annenin dramı derinden etkiledi beni. Kolay okunan bir dil, oldukça akıcı bir anlatım. Tavsiyemdir, tanışın yazarın kalemi ile.
Herkes kendine özel bir hızda yas tutar ve iyileşir.
Gerçek dostluk, kendin mutlu değilken başkasının mutluluğuna sevinebilmektir.
Hangisi daha zor bilmiyorum. Birini çabucak kaybetmek mi, yoksa yavaş yavaş zaman içinde mi?
Çocuklar annelerinden önce ölmemeli.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN