7. Bestem Nihavent Seni seviyorum deseydin İnan bana o da yeterdi Bu kadar mı sana zor geldi Bir seviyorum diyemedin Kırıldı kalbim sana dedim Sen yine bana gülüp geçtin Titredi bedenim bu kalbim Bir seviyorum diyemedin Duymak istedim söylemedin Aşk acısı bana çektirdin Ağzından bugün çıkar dedim Bir seviyorum diyemedin...
Seni arıyoruz yıllar geçsede Ak günlere hemen başla Ecevit Bizim millet başkasını seçsede Hepimiz kuruyla yaşla Ecevit * Bizim Ankara’da bazı kediler Neler söylediler neler dediler Ciğerleri pişirmeden yediler Gel de sen bunları haşla Ecevit * Zamanın vaktinde dolduğu gibi Ayşe’yi tatilde bulduğu gibi Geçmişte Kıbrıs’ta olduğu gibi Hep beraber...
Alınan nefese zam geliyorsa Elli, altmış, seksen versen ne olur Makyajlı veriler cep deliyorsa Okunu, yayını gersen ne olur Saatler değişti alışverişte Rağbet atıllara oldu yarışta Akşam pazarında en son kuruşta Sitem edenleri yersen ne olur Verilen, yaraya ilaç olmazken Pazara çıkınca file dolmazken Kaşık tencereye maya çalmazken Milleti sofrada...
Senenin sonuna doğru yaklaştıkça, hepimiz şöyle bir arkamıza dönüp bakıyoruz galiba… Nasıl girdik, nasıl çıktık, neler yaşadık diye… Maviler mi, yoksa griler mi daha fazlaydı? Umudumuzun bir rengi var mıydı? Nasıl çıkmıştık karanlıkların içinden? Yaşama olan inancımız bir yerlerde saklı kalmış mıydı hep? Bir nevi iç muhasebe gibi aslında… Rakamlar...
B.F. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 1969 yılında Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı İverönü Köyü’nde doğdum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Şiir, roman, araştırma, hikâye ve senaryo çalışmalarım var. Bunun yanında çocuk edebiyatına yönelik çalışmalarım da mevcuttur. B.F. Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz? Yazmaya ortaokul...
Hayırlı günler dilerim Arkadaşlar! Cicero diyor ki: Bilgisizlik, İnsanın gönül rızası ile istediği bir talihsizliktir… – – – – – – – – – – – – – – Hakikaten esef verici… Böyle bir şeyi hangi ahmak ister ki… Okuyunca çok şaşırdım… Şimdi bu zatın kim olduğunu da yazalım ki;...