Ben yolcuyum bu yeni dünyada ücra yerin bir delisi!
Geçmişin izi geçmişin kiriyle demlenen.
Dilimdeki meczup ağrılı söyleyişin, telaffuzuyum.
Dillerin söylediği gözlerin gördüğü zifiri karanlıkta dilenen bir dilenciyim…
Zamanın falancası ,yolun hancısı
Nerede bu eştigin yaranın sancısı?
Saadetin huzurun sessiz kamçısı
Gülen Gül’ün dikeninin sinsi acısı
Bir bahardan koptum bu gece, acı ve ıstırap ile…
Bin mumu bir yaşım birde yasım ile küllere boğdum.
Rüya ile gerçeğin mecralarında dolaşan yokluktun.
Sense toprakta can bulan bolluktun…
Hüzün kıyısından kalkarsam ;mutluluk essin yamacından,
Biraz kasvetli olsun hava,arşın sesi değsin matemine.
Anıların paslı sinesine düşsün gölgeler, silsin tozu toprağını…
Değmeye yeltenemeyen ellerimden men etsin bu hüznü.
Durgun bir çerçeveyi severcesine özlem çöksün yattığım yerin her köşesine
Ve duvarlara asılan fotoğrafları hasretin kucağına düşürelim…
Yüzlerce serenat ve övgü ile dikelim hayalleri bir saksıya.
Öfkeyi ellerinden tutup kaldırıp saatlerce yormalı, uğramasın kapına.
Mutluluk hep sığınsın affına…
Ellerini hiç bırakmasın umut
dizlerinin bağını çözmesin derin yalnızlık sığ kalabalık.
Nazlı Nur BİLGİÇ