
Kübra Akdağ
Bir masalım var benim…
Herkesinki gibi biraz eksik biraz fazla…
22 günlük iken başlayan 26. Yılı deviren
Bu yıllar arasında kimi zaman gözyaşları kimi zaman kahkaha ama hep şükürle yoğrulmuş bir masal bu.
Bu masalda ne görkemli şatolar var, ne ne vadiler nede uçuşan kelebekler…
Ne aşkını bekleyen prensesler, ne de beyaz atlı prensler.
Bu masal bazılarının “Şükür halime” diyeceği, bazılarının ise “Ne var canım bunda ” deyip geçeceği bir hayatın içinden.
Bu masal kübranın… yani benim masalım.
Sizlerle bu satırları paylaşma amacım ,benzer süreçlerden geçen kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını hissettirmek.
Kendi umut ışığını yakmış ve onu hiçbir fırtınada söndürmemiş biri olarak sizin ısıgınıza da küçük bir katkım olsun istedim.
Her ne kadar bu hikayenin temelinde umut ve hastalıkla verilen bir mücadele olsa da ,inanıyorum ki her okur kendinden bir parça bulacak bu satırlarda .
Ben yazarken her anı yeniden yaşadım.
Umarım sizlerde okurken hayal kurar ,bu masalın içine benimle birlikte girersiniz.
Keyifli okumalar dilerim .