Dilin ucu formalite,
Son itiraz belki bu ant.
Kargabükenli içecekler dizili
Biraz ötede saltanat
Işığı parlayan küre.
İçimde yaşlanmayan biri var;
Oya gibi,
Bir kadın silüetinde,
Meşru ya da mahrem.
Havanda su dövmek ördüğün bu duvar.
Ben geçtim öteki merhaleye,
Farkında değilsin belli ki,
Işığın küpüyle emziriyorum bebekleri,
Bari onlar öğrensin şiiri,
Aydınlığı ve güzelleşmeyi.
Böyle hileli yaşamak hayatı
Tuhaf bir fantezi.
Bir pericik, topuzu tokalı
Kırılan faltaşı,
Taş avluda taşlaşan mabeyinci
Gözlerinde aradığım melez bir uğraşı,
Bir an turkuaz bir an lila.
Oysa her tarafın girdap,
Korsan duygular sarmış her yanı.
Sen harap, tasvirin bitap;
Keşmekeş bir sanrı.
Bu dem de yine demsiz
Kıpırtısız ibretin terkibi.
Telaşçı güveler kemirmekte,
Alelacele nice uzu.
Terk etmiş kalbi,
Tanrı edinmiş usu.
Es geçmeyi de bilmeli ,
Hilat giymekse aslî mevzu!
Derhal indirmeli zembili
Damarına basmadan iblisin.
Bırakmalı bir an evvel
Ödlek ,rüsva o kelepir dalkavuğu;
Derhal dönse ya aslına,
Sevdanın apak ruhu
YUSUF GÖKBAKAN