Bilinmezlerden bir karayel doğar,
Çaresizlik serin eser, kapanır mutluluğun mevsimlik panjurları.
Hercai bulutlar tehditkâr bakar,
Kaçar özgürlüklerine yağmur damlaları.
Taşımak zor gelir pişmanlıkları, terk eder yoları berhudar at arabaları.
***
Parmaklardan iki çıban düşer,
Görünmezlik zoruna gider, koparır zincirlerini uşaklık mintanları.
Riyakâr güneş başını bağlar,
Ağırlar ayazı gelincik tarlaları.
Hatırlamak ağır gelir anıları, durdurur ayakları dikenli korku duvarları.
***
Biçare yetimler içinden ağlar,
Tükenmişlik yüreğini yakar, takılır boğazına fukaralık lokmaları.
Dalavereci dereler ağzını bozar,
Karşılar sahiller yorgun dalgaları.
Kaybetmek acı gelir savaşları, hazırlar Yörük kızları püsküllü katarları.
***
Gün olur seyran biter,
Değersizlik buruk kokar, kabartır dertlerini kefenlik hallaçları.
Reddedilmiş kayalar suları boylar,
Adımlar ayaklar çamurlu yolları.
Bağışlamak imkânsız gelir hataları, dolar kadehlere keder yalnızlık akşamları.
***
Kavak dalları zarifliklerini silkerler,
Sevgisizlik ayrılık mırıldar, kırar dümenini bataklık kaptanları.
İncinmiş geceler öğütler fısıldar,
Kırpar gözlerini seyirlik yıldızları.
Aşağılanmak sırtına vurur bavulları, yıkılır umudun kâğıttan cafcaflı sarayları.
Saadet müjdeleyen fenerler söner,
Belirsizlik bileğini büker, yüklenir tabutlarını yalnızlık kurbanları.
Kuruntulu sisler çıplaklığı ayıplar,
Arzular gözler kırağısız otlakları.
Terkedilmek yere serer bakışları, vurulur yiğitler sırtından sonbahar sabahları.
Ergül ERDEM