Yıllarca kitap okudum. Yıllarca açlığımı gidermek için kitap okudum. Yıllarca okudum ve okumak için yurt dışında bulundum. Yurt dışında bir genç olarak yapayalnız ve aç kalmak. Ruhen aç, bedenen aç olmak. Kedilerin bile bir evi ve bir sahibi varken ve de sahibinin evinde beslenirken, ben dışarıda yağmurun altında sokakların kaldırımlarında...
Öyle kolay değildir Yaralanmış yüreğe merhaba diyebilmek, Merhem olabilmek Onlara sözler kafi olmaz Hissedebilmeleri için Çaba mücadele etmek gerek…. Kolay değildir Yara almış yüreğe merhem olmak, Onlar çay misali demlenmeyi bilendir, Suskunlukları,sevmeleri sevişmeleri Destandır,efsanedir… Kısacası Azizim Her yüreğin harcı değildir Uzaklara dalıveren kadınlara dokunabilmek, Önce yüreğini kazanmalısın Çünkü onlar bedenleriyle...
… Ben her gün ağlıyorum.. Çöplükte karın doyuran İnsanlığın ölmesine Aç yatan çocukların avazlarına Yoklukla çırpınan analara Bir lokma ekmek için Ucuz işlerde bedava ölen babalara Ben, her gün ağlıyorum.. Ben her gün ağlıyorum.. Yüzsüzlerin yüzüne tükürmekten Kuruyan tükürüğüme Adaletin taraf tutmasına Terazinin bozulmasına Bunlara alkış tutan insancıklara Ben, her...
Lal-ü aşkım Çek gözlerini, gözlerimden Öyle bakma yüreğim dağlanıyor Düşünmeden konuşup sakın incitme İçimde gonca güller soluyor Sevda deyip kapıma çalma Aşk gülün dikenli teller içinde kanıyor… Bir atımlık kurşunla Yollarıma çıkıp, gönül menzilime girme Kabuk bağlayan, yaramı kanatma Ben ki seni dualarımda azat etmişim Bülbül olup, dilinin dikenlerini sineme...
Bir çeşme… Kırım Han Sarayı’ndaki “Bahçesaray Çeşmesi”… Bazısı der ki; Kırım Hanı Giray Han tarafından, çok sevdiği ve genç yaşta ölen eşi Dilara anısına; “Dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın” diyerek Bahçesaraylı bir taş ustasına 1763 yılında Bahçesaray Çeşmesi’ni yaptırılmıştır. Bazısı da der ki; Kırım Hanı Giray’ın aşık...
İlk kez burada öldü o çocuklar Öğretmenleri alınca herkesin içinde, Zengin bebesinden hediyeyi. İlk burada anladı o çocuklar, Dünya üzerindeki adaletsizliği… **** Alınca öğretmenleri zengin bebesinden gülleri, Hissetti yoksulluğuna yapışan kimsesizliği, Takatsiz düştü omuzları, sallandı kolları. Çaresizlik midelerine tepti, İlk burada sıktı o çocuklar, Zayıf bir yumruk oldu, küçücük elleri....