Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Yıldız Tek Gamlı kimdir?
Yıldız Tek Gamlı: Aslen Nevşehirli, Ankara’da doğan, büyüyen, okuyan sıradan bir Anadolu insanıyım. Her birimizin toz zerresi olduğumuz evrende sürekli eğitime inanan, aldığı eğitimlerdeki edindiği bilgileri geleceğe aktarmaya çalışan; geleceğin çocuklar olduğunu düşünen, bu yüzden geleceğin büyüklerine önce kendini sevmeyi, ardından her canlıya şefkat ve merhamet beslemeyi, saygı duymayı, bizsiz dünyanın olabileceğini ama dünya olmadan bizim var olamayacağımızı öğretmeye çalışan eski bir eğitimci, aynı zamanda çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanıyım.
Betül FIRAT: Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?
Yıldız Tek Gamlı: Elbette, ortaokulda kompozisyonlarla, lisede şiirle tanışan ergen psikolojisiyle şiirlerle, denemelerle başladım. Zaman içerisinde olgunlaştıkça okumak ve yazmak bir tutku oldu benim için… Yazma olgusu biriktirdiklerinin taşması, etrafınızda bildiklerinizi konuşamadığınızda sizinle aynı duyguları taşıyan insanları bulma çabasıdır. Umarım benimle aynı dili konuşan insanları bulurum diye nerdeyse otuz yıldır yazıyorum. Profesyonel basım aşamasında yazmaksa bambaşka bir hikâye ama yazmaya devam ediyorum diyebilirim.
Betül FIRAT: Edebiyat alanında ilk eseriniz nedir ve ilk yayınlanan eseriniz hangisidir?
Yıldız Tek Gamlı: İşin doğrusu yazar olmak gibi bir düşüncem yoktu. Anne olduktan sonra çocuk kitaplarında daha dikkatli, daha özenli oldum. Piyasada çok güzel eserlerin yanında bir sürü çocuk klasiği gibi çocuklarıma asla okumayacağım kitaplar da vardı. Bir şeyleri eleştirmek kolaydı, çocukları, çocukların dilini anlıyorsam doğru işler yapmalıyım dedim. Gökçe ve Göksu serisinin ilk dört kitabı bu fikirle ortaya çıktı.
Betül FIRAT: Ailenizde sizden başka sanatın herhangi bir alanıyla ilgilenen var mı?
Yıldız Tek Gamlı: Entelektüel bir yazar değilim. Benim dönemimde birçok yazan arkadaşımın da böyle olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; ben köyden ekmek parası için şehre giden, okuma yazma bilmenin “büyük insan” olarak algılandığı, toprakta büyüyen çiftçi çocuklarıyız. Anne ve babalarımız da ne köyden kopabilmiş ne de şehirli olmuş bir nesli ifade ediyor. Kızım Finlandiya’da bir eğitim programındayken hocasının masasında duran bir fotoğraf görüyor, kim olduğunu sorduğunda, hocası “Anneannem bilmem ne üniversitesinde mastır yaparken” diyor. Düşünün; anneanne mastır yapıyor, anne bilmem nerede akademisyen, kızı çocuğumun hocası… Ben bunu Maslow’un ihtiyaçlar listesi gibi düşünüyorum. İnsan karnını doyurmadan, korunaklı bir yapı oluşturmadan eğitimi düşünemiyor. İşte bu yüzden Anadolu insanıyım diyorum. Bizim eğitimli nesiller, yazarlar, şairler, ressamlar ancak birkaç nesil sonra yetişecek. Elbette sanatın pek çok kulvarında varız, bu Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden birisi olmasıyla ilgili. Belki ilk sanatçı da mağaralara avlarını çizen bir avcının ya da bir mağarada yaşadığını göstermek için kendisinin, eşinin, çocuklarının el izini kök boya ile bastıran bir babanın eseridir. Eğer böyle düşünürsek toprağın ekimiyle kültürü oluşturan tüm atalarımızdan dolayı ailemde herkesin sanatçı olduğunu söyleyebilirim.
Betül FIRAT: Sizin için en önemli olan eseriniz hangisidir?
Yıldız Tek Gamlı: Offf bu çok fena soru… Hangi çocuğunuzu daha çok seviyorsunuz ya da annenizi mi babanızı mı seviyorsunuz gibi. Bugüne kadar çıkan 11 eserim benim 48 yıllık birikimim sonrası kâğıda dökülenler ve dökülmeye devam ediyor. Özel bir kitap derseniz “Büyüklere Küçüklerden Masallar” ı söyleyebilirim. Çünkü bu kitapta her şey gerçek, gönüllü annelik yaptığım AÇEV ve SHÇEK kurumlarında gözlemlediğim, tanıdığım, yüreğime bastığım dört özel çocuğun, dört özel hikâyesi var. Bu çocukların hayata bakış açısı, bütün olumsuzlukları kendi küçük yürekleriyle yorumlamaları büyüklere büyük bir ders veriyor. 12 yaş üzeri gibi görünse de farkında olmadığımız farkındalıkları, çocukların kendi dilleriyle bir tokat gibi değil de bir gülümsemeyle çarptıkları harika bir kitap. Okuyan herkesin “Memleketimin Küçük Prensi…” ya da hiç böyle düşünmemiştik diye çocuklarına sımsıkı sarıldıkları bağlayıcı bir kitap.
Betül FIRAT: Bir yazar sanatını icra ederken en çok neye dikkat etmeli?
Yıldız Tek Gamlı: Özgün olmalı, herkesin yazdığı yüzlerce binlerce yazılan konuları öyle bir yazmalı ki, a evet bunu şu yazar yazmış dedirtebilmeli. Kendini yenileyebilmeli, eleştirilere açık olmalı, yazmayı disiplin haline getirmeli ki sürekli ve yepyeni eserler üretebilsin.
Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?
Yıldız Tek Gamlı: Okuduğum Cin Ali, Ömer Seyfettin, Rıfat Ilgaz, La Fontaine, Keloğlan gibi çocuk kulvarını saymazsak ki hala çocuk kitabı okumaktan çok büyük zevk alıyorum, en son Nigar Kaya’nın “Gölge Etmem” kitabını okudum. Oldukça etkileyici, yokluk, sefalet, cahillik içinde insanın yok oluşuna defalarca sinir olduğum ve “Eğitim şart!” diye isyan ettiğim bir kitap. Yetişkin insan bir kitapseverse zaten kendi kitap yolunu bulmuştur ama gençlere tavsiyem, keyif alacağınız, içinde yok olacağınız, ufkunuzun açılacağı, yenidünyaları tanıyacağınız kitaplar okuyun. Bu kitap bitki yetiştiriciliği de, astrofizik de, sıradan bir aşk öyküsü de olabilir. Önemli olan kitabı kapattığınızda size ne kattığıdır.
Betül FIRAT: Sizi etkileyen şair, yazar veya sanatçılar kimlerdir?
Yıldız Tek Gamlı: Kitap fuarlarında, ikinci el kitapçılarda dolaşmaya bayılıyorum. İsim vermenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum ama ilgimi çeken her kitabı okurum. O kadar pis bir huyum var ki sadece bir cümle için seçtiğim bir kitabı akışı hoşuma gitmese de emeği bildiğimden bitirmeden bırakmam. Tam bir sayı bilmiyorum ama okuduğum romanların 1300/1500 arası olduğunu düşünüyorum. Bir çocuk kitabı yazarı olmanın yanında bir anne olarak tavsiyem çocuklarınıza benim kitaplarımı rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Betül FIRAT: İyi yazmak için bir formül var mıdır? Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Yıldız Tek Gamlı: Öncelikle okumanız gerekiyor, ne yazmak istiyorsanız hangi konuda yazmak istiyorsanız o konu ile ilgili bugüne kadar çıkmış bütün eserleri bilmeniz ve okumanız gerekiyor. Özgün bir eser çıkarmak istiyorsanız bu şart, üzgünüm… Kimi insan gecenin sessizliğinde, kimisi ise sabahın ilk ışıklarıyla dünya uyanırken yazmayı sever, bu sizin tercihiniz… Önemli olan bunu rutine bindirmek, hayatınızın akışına sığdırmak. Çünkü yazmak; emek isteyen bir uğraş… Genç meslektaşım Yudum Mingan bir seferinde bana, hocam saçmalasam da mutlaka her gün yazıyorum, bazen o yazdığım saçmalıklar bir karakter, yer betimi, bir duygu boşalması olabiliyor, demişti. İşte o zaman doğru yolda olduğunu anladım ve bana da örnek oldu.
Betül FIRAT: Gençlerimizi edebiyata ve sanata kazandırmak için neler yapılabilir?
Yıldız Tek Gamlı: Milli Eğitim Bakanlığı’na ve öğretmenlerimize çok iş düşüyor burada. Kitapların not ortalamasını yükselten nesneler, sene başı verilen okunacak kitap listelerinin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Çocuk kitapla tanıştırılmalı hem de daha okul öncesinden, yazarla tanıştırılmalı ki hayatında bir yazarın varlığını, bir kitabın önemini, ilerleyen dönemde okumanın ona ne katacağını bilsin. Zaten bunları öğrenen çocuk kitap okumanın zevkine varacak, keşfettiği her yenidünya sonrası yeni bir dünyayı keşfedip kendine kocaman bir evren oluşturacaktır.
Betül FIRAT: Sizi okumak isteyen, takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?
Yıldız Tek Gamlı: Sadece Intagram sayfam var ve herkese açık. Anneler, bir yazarı merak eden çocuklar kolaylıkla ulaşabilir. Sosyal medyada çok iyi değilim ve iletişimin her beğeniden ya da takipten önemli olduğunu düşünüyorum. Kitaplarımı okuduktan sonra benimle iletişime geçen, ilerleyen dönemde çocuklarına destek almak için sorular soran, çocukları büyüdüğünde gelip fuarlarda beni ziyaret eden okuyucularım var. Bunun değeri hiçbir şeyle ölçülemez.
Betül FIRAT: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlara son olarak ne söylemek istersiniz?
Yıldız Tek Gamlı: Öncelikle beğendiğim sizin gibi bir yazarla röportaj yapmak benim için çok değerliydi. Umarım okuyucularımıza bu anlam da keyif vermişimdir. Doğrusu bu kadar güzel sorular hazırlayan sizin gibi değerli bir yazarla, okuyucuların keyif alacağı “çocuk gelişimi ve eğitimi” üzerine de bir röportaj yapmak, anne ve babalara bu konuda yol göstermek isterim. Benim için röportaj değil çok keyifli bir sohbetti, çok teşekkür ederim.
Betül hanım emeğinize sağlık çok teşekkür ederim
Bu röportaj için çok teşekkür ederim Betül hanım. Yıldız Tek Gamlı yaptığı işi çok nitelikli bir şekilde yerine getiren, sempatik, çocuklarla iletişimde oldukça başarılı, şahsen tanımaktan gururlandığım bir yazar. İkinizin de yolu açık olsun.
Biz teşekkür ederiz. Değerli bir yazar ile tanışmış olduk… Edebiyat yolculuğunuz güzel geçsin 🙂