Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
10°C
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C

L.N. TOLSTOY’UN KREUTZER SONAT ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR

L.N. TOLSTOY’UN KREUTZER SONAT ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR
5 Nisan 2024 10:07
235
A+
A-

L.N. TOLSTOY’UN KREUTZER SONAT ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR

Serhan POYRAZ

Siz onu asık suratlı, sinirli, insanlardan kaçan, hatta hınç dolu biri zannediyorsunuz belki; ama aslında o, ateşli bir ruhla, duygulu bir yaradılışla dünyaya gelmiş, etrafındakilerle samimi ve sıkı ilişkiler kurmak üzere yaratılmış biriydi.
Endişeli ve gergindi…
Genç yaşta, 1794 yılında, henüz yirmi dört yaşındayken bir köşeye çekilmek, hayatını yalnızlık, sessizlik içinde geçirmek zorunda kalmıştı. Çünkü işitme problemleri yaşamaya başlamıştı. Oysa ki, müziğe tutkundu, daha yedi yaşındayken ilk açık hava konserini verip, ünlü besteci Joseph Haydn’ın yanında yetişecek, Wolfgang Amadeus Mozart hayranı, doğanın seslerini duyabilen özel bir yetenek, gelmiş geçmiş en önemli bestecilerden biri olacaktı.
Acı çekiyordu…
Tek başına yaşamak zorundaydı. Kimse bilmemeliydi onun sağır olduğunu, o büyük bir besteci ve müzisyen olacaktı. İnsan canlısı biriyken, bir ihtiyacın baskısı olmadıkça, çekildiği kuytu köşeden dışarı çıkmıyor, hayatını bir mahkum gibi yalnızlık içinde geçiriyordu. Tesadüfen kalabalık arasına düştüğünde, sağır olduğunun açığa çıkacağı korkusuyla adeta tükeniyordu. Hem işitme problemi nedeniyle, hem de yalnızlık içinde yaşadığından diğer yandan da insanlardan kaçmasının içinde yaşadığı toplum tarafından kötüye yorumlandığını görmekten dolayı acı çekiyordu.
Artık bunalımdaydı…
Altı, yedi yıl geçmiş, 1801 yılına gelinmişti ama işitme rahatsızlığı sürekli kötüye gidiyordu. Başkalarının işittikleri sesleri her geçen gün daha az duyuyordu. Bu, öldürücü bir üzüntü, cesaret kırıcı bir umutsuzluktu onun için… Giderek derin bir karamsarlığa gömüldü. Bir ara, canına kıymayı düşündü ancak onu ölüm uçurumuna yuvarlanmaktan sanat aşkı kurtardı. Tanrı tarafından ona bahşedilen müzisyenlik görevini tam olarak yerine getirmeden bu dünyadan ayrılmayı kabul etmek istemiyordu ve etmeyecekti de…
O, Ludwig van Beethoven’dı..
O halde bir şeyler yapmalıydı…
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.