^^ Çarşıdan evime döndüğümde torunum Kerem’i bana doğru koşarken gördüm. İki elini arkasına bağlamıştı. Anladım ki elinde bir şey var ve benden saklıyor. Ona yaklaştığımda; “müjdemi isteriiiiiiiim” diye bağırdı. Sonra da elindeki zarfı bana uzattı. Bu bir mektup zarfıydı! Kimden geldiğinden çok mektubun varlığıydı beni heyecanlandıran… Hemen açtım zarfı. Açmamla...
Millet uyanıyor şafak sökerken, Hele sabah olsun, o zaman gör sen! Beyler duymaz içimizi dökerken, Hele sabah olsun, o zaman gör sen! *** Boşuna yazılmaz bunca heceler, Nedir böyle nedir bu bilmeceler, Sanma bitmez o karanlık geceler, Hele sabah olsun, o zaman gör sen! *** Hep ağladık gülme sırası biz...
Hep düşündüm. Bir elimde kalem, ötekinde müsvedde parçası bir kağıtla… Kağıda çizilen acıların en büyüğünde ben var idim. Var olan acılar kalemin çizdiği mazi idi. Yine de tek desteğim mazimin acılarından doğacak ümitler olacak… Bu adam bu ümitleriyle sokaklarda yürümektedir. Bu sokak çıkmaz sokak mıydı? Bu sokak meçhule mi giderdi?...
Üzme be gönül.,. İncildiğim yerden kopan ben Düşüp düşüp kalkan ayağa Var git sen gir o gönle Sorma be gönül… Neredesin şimdi sen nerede Ben solarken sen aç İyi bak göz bebeğime…. Yorma be gönül.. Koşturdum durdum peşinden Yetmedi nefesim nefesine Var git sen anlat aşkımı Etme be gönül …...
ELİF SOLAK’IN KOKULYA FIRTINASI ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR Arzu ORTAÖREN … Pulur Köy Enstitüsü, Yavuz Selim İlk Öğretmen Okulu olmuştu. Bu okullar Esin kızım, yaylada doğan güneş gibiydiler. Öyle bir ruhla öğrenci yetiştiriyorlardı ki her birimiz Anadolu’nun bir köyüne gidip oralarda ışık ve umut olmak gayesindeydik. Bizler pamuklar içinde fasulye...
TOZ BASINCA… Bir çift öküzü ve kara sabanla ekim için hazırladı tarlayı. Umut ekti, teri ile sulayıp; Ürün verip gönendire Kadir’i. Tohumu komşudan ödünç almıştı Yüreğinde pek çok ukte kalmıştı Yavruyu da ilk mektebe salmıştı ”Bu senin kısmetin kuzum” diyordu. 1962 senesi Üç gün oldu altı, üstü süresi Ne tepesi...