Yazar Sibel ÇELİKEL Röportajı

Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz.  Sibel ÇELİKEL Kimdir?

1978’de Lüleburgaz’da doğdu. Yeni Türk Dili alanında doktora mezunudur. Hakemli dergilerde yayımlanmış ödüllü makaleleri ve akademik bir kitabı vardır. 2022’te Cumhurbaşkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen 24 Kasım öğretmenler günü programında “yılın fark yaratan öğretmeni” olarak Kırklareli ilini temsil etmiştir.

Hayal-et Resimli Mecmua ve “Lunapark” adlı dergilerde editörlük ve yazarlık geçmişi vardır.  “Karakedi” adlı kültür edebiyat dergisinde şiirleri yayımlanmıştır.  

Halen Lüleburgaz Bilim ve Sanat Merkezinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapmaktadır. “Bilsem ki” adlı dijital okul dergisinin editörlüğünü yapmakta ve dergide yazılarını yayınlamaktadır. Drama Yayınevi’nin editörlüğünü yapmaktadır.

Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Yazmaya çocukken başladım. Günlük tutmayı çok severdim. Asıl tutkum okumaktı. Okurken hayatın sıkıcılığından kurtulmayı çok severdim. Nitekim bu sevgimi mesleğime dönüştürdüm.

Edebiyat alanında ilk eseriniz nedir ve ilk yayınlanan eseriniz hangisidir? 

Edebiyat alanında ilk eserimi yayımlamaya birçok yazar arkadaşım gibi ben de pandemi döneminde başladım. Hayal-et Resimli Mecmua’da öykülerim yayımlandı. Bir süre sonra derginin editörlüğünü üstlendim. Öncesinde akademik makalelerim vardı ancak kurgusal metinlerimi yayımlamaya çekiniyordum. Pandemi döneminde öğrencilerimden uzak kalınca içimi yazıyla dökmeye başladım. İlk şiirlerim de “Kara Kedi” adlı kültür ve sanat dergisinde yayımlandı.

Ailenizde sizden başka sanatın herhangi bir alanıyla ilgilenen var mı?

Babam çok iyi bir okurdur. Okuma alışkanlığımı ondan kazandım diyebilirim. Edebiyat fakültesinde okurken yazları sabaha kadar evimizin bahçesinde okurduk. Sabahları da birbirimize okuduklarımızı anlatırdık. Şiirleri ve yazıları da vardır ancak yayımlatmaz. Abimin kızı olan yeğenim de ressamdır. Çocuk kitapları resimlemektedir.

Sizin için en önemli olan eseriniz hangisidir?

Şimdilik akademik eserim olan gramatik bir çalışmadan bahsedebilirim. “Türkiye Türkçesinde Öncelik Fiilleri ve İşlevleri” adlı eserim doktora tezimin kitap halidir. Ancak şu anda yazmakta olduğum romanım sanırım en önemli eserim olacak. Yakında basılacak.

Bir yazar sanatını icra ederken en çok neye dikkat etmeli? 

Eğitimci bir yazar olarak en önemli konunun toplumsal duyarlılık olduğunu düşünüyorum. Sanatçının doğru bildiklerini didaktik olma konusunda aşırıya kaçmadan öğretme işlevi olmalı bence. Zira hayat deneye yanıla öğrenilemeyecek kadar karmaşık. Kitaplar hayatı kolaylaştırmalı, göremediklerimizi göstermeli, duyamadıklarımı duymamızı sağlamalı, bizi daha duyarlı ve daha iyi bir insan yapmalı.

Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?

Hayatım kitaplar ve okumak üzerine kurulu. Boş zamanımda da dolu zamanımda da okuyorum. Bir kitap kulübümüz var: “Kitapkolik” Ayda bir toplanıp listedeki kitap hakkında tartışmama yapıyoruz.  Benzer çalışmaları Bilsem’deki öğrencilerimle de yürütüyorum. Okumak benim için nefes almak kadar temel bir ihtiyaç. En son Nermin Yıldırım okudum. Dili bu kadar iyi kullanan bir yazar okuduğuma çok sevindim. Kişisel gelişim öğretilerini konunun içine serpiştirmesine de bayıldım. Tavsiye ederim.

Sizi etkileyen şair, yazar veya sanatçılar kimlerdir?

Şair olarak Nazım Hikmet ve Attila İlhan’a, roman yazarı olarak Orhan Pamuk’a büyük bir hayranlık duyuyorum. Kendi tarzımı Ayşe Kulin’e benzetiyorum. Yazarın anılarını da okudum. Kendini yazar olarak kabul ettirmesi zaman almış. Ondan çok ilham alıyorum. Büyüyünce Ayşe Kulin gibi olmayı çok isterim.

İyi yazmak için bir formül var mıdır? Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Son yıllara kadar deneyimlediğim yazarlık biçimi akademik yazarlık oldu. İyi bir makale yazmanın formülü vardır. Kurallar nettir. Disiplinli çalışırsanız iyi bir eser oluşur ancak kurgusal eserler öyle değil. Şiir mesela tamamen ilham meselesidir oturup yazayım deyince olmuyor. Roman yazmayı biraz doktora tezine benzettim, disiplinli çalışmak gerektirmesi ve bir formülü olması açısından. Aradaki en büyük fark edebi eserlerde hayat görüşünüzü yansıtabilmeniz bence. Her iki yazarlık biçimi de Türk Diline olan sevgimin göstergesidir gibi düşünüyorum.

Gençlerimizi edebiyata ve sanata kazandırmak için neler yapılabilir?

Öncelikle okumayı sevdirmemiz lazım. Okumayı seven bir genç eninde sonunda yeni eserler üretmek için heves edecektir. Şimdi gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri birçok dijital dergi veya siteler var. Yazmaya başlamak için bunların fırsat olduğunu düşünüyorum. Bunlardan güvendikleri ortamlarda yazdıklarını paylaşarak ilk tepkilere göre kendilerini geliştirebilirler.

Sizi okumak isteyen, takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?

Sosyal Medya Hesaplarım:

https://www.facebook.com/sibel.celikel/

https://www.instagram.com/celikel.sibel/

Ayrıca editörlüğünü yapmakta olduğum okul dergimizin hesabı:

https://www.instagram.com/bilsemkidergi/

Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlara son olarak ne söylemek istersiniz?

Hayatı kelimelerin büyülü dünyasıyla yorumlamaktan vazgeçmesinler. Bütün cevaplar kitaplarda yazıyor bence. Ve biz onları bulmadan ölmeyeceğiz. Sevgiyle kalın.