DOLAR
32,3234
EURO
35,0716
ALTIN
2.282,24
BIST
9.009,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Yazar İsmet ACİ Röportajı

Yazar İsmet ACİ Röportajı

B.F. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben de sizlere teşekkür erdim bana bu güzel imkânı verdiğiniz için. Kendimi tanıtmaya gelince; 1956 yılında Artvin İli Şavşat İlçesinin bir köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu ilçemde, liseyi yatılı olarak okuduğum Çorum ilk öğretmen okulunda ( O zamanlar öğretmen yetiştiren lise dengi öğretmen okulları vardı, köy enstitülerinin kapanışının ardından önceleri ilkokuldan sonra altı, ortaokuldan sonra üç yıl eğitim veren daha sonra bu yedi yıla çıkarıldı) 1975 yılında köy öğretmenliğine başladım. 2014 yılında kendi isteğimle emekli oldum. Evli ve dört çocuk babasıyım.

B.F. Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Öğretmen okulunun ilk yılında annemi kaybettim, daha çocuk yaştayken; o tarihlerde kadere isyan ettiğim şiirler yazmaya çalıştım. Tamamen siteme isyana dayalıydı bunlar. Sonra aşk şiirlerine evirildi bu şiir yazmam. Ünlü şairlerin şiirlerinden kendime bir defter oluşturdum. Orhan veli; Cahit Sıtkı, Faruk nafiz Çamlıbel ve adını sayamadığım birçok şair. Son yıllarda N.hikmet girdi bu şiir kervanıma.

Öğretmen oldum Bingöl’e gittim. Bingöl’de gördüklerimi benim yazdığım şiirler anlatmamaya başladı. Kareli metot defterlerine hep yazdım. Unutmadan söyleyeyim. Ben Efkâr Tepesi kitabı ile bu kitap Fakir Baykurt tarafından yazılmış ve Şavşat’ı anlatır, ortaokulda okudum, o gün ben de ileride mutlaka yazacağım diye yazarlık fikrini kuluçkaya yatırdım. Öylede oldu. Demek istediğim şu; Yıllardır yazan biriyim. Biraz sonraki sorularınızda sorarsanız bu konuya devam ederim.

B.F. Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?

Dediğim gibi kareli metot defterlerime sürekli yazıyorum. Bunu kasıtla söylüyorum. Şundan; yazarken henüz daktilo yok, bilgisayar yok. Kurşun kalem ve ben. Sonra Anadolu’yu dolaşıp İstanbul’a geldim.  Daktilom olmadı ama bilgisayarım oldu. Önüme koydum ajandalarımı; Bir dedim başladım. Nereden; Bingöl’de yazdıklarımdan. Adını  “HER YAŞAM BİR ÖYKÜDÜR” koydum. 19802ni yaşamış genç öğretmen olarak iki deyip; “SABIKALI’YI edebiyat dünyasına yolcu ettim. Sonra devamla yayınlanmış 18 kitabım oldu. Ben kendimi öykücü romancı olarak tanıtacakken; bir çocuk kitabı koydum iki romanımın arasına. İlk baskısı 1000 adetti. Yayın evi sahibi sen gel çocuk kitabı yaz. Bu kitap çabuk bitti bundan sonra aha çok basalım dedi. İnanmayacaksınız ama adım çocuk kitabı yazarına çıktı. 16 adet de çocuk kitabım oldu. Yazmaya devam. Bu konuda yeri geldi i bilmiyorum? Bir cümleyi buraya sıkıştırayım. Hem öğretmenim. Hem çocuk kitabı yazıyorum ve diyorum ki; “ÇOCUK KİTABI YAZMAK ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİLDİR.”

B.F. Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu?

Yazmak benim gönüllü işim. Ne zaman aklıma bir cümle takılsa devamında bir şeyler karalarım. Kısa kısa o kadar notlarım var ki. Açar okurum. Yeni gözlemler ilave ederim. Ben köyden kentte göç etmiş göç insanlarının bir üyesiyim. Hep yazmak not düşmek gerek. Yazmak zor mu? Hayır. Zor olan yazığınız romanı, öyküyü yani kitabı ortaya çıkarmak zor. Yayınevleri para almadan kitap basmıyor. Kendimizi tanıtmak için reklam yapma olanağımız yok. Bizimkisi iğne ile kuyu kazmak. Tanınmış yazarların kitabını basan, tanınmış yayın evlerine defalarca mesaj attım. Birkaç belediye yarışma düzenliyor, kültür bakanlığı yayınevinden iki yüz, üç yüz kitap alıyor o da yazara ulaşmıyor. Yanı benim en çok zorlandığım konu bu. Kitaplarım okunsun diye kaç yayın evine mesaj attım. Alın bu kitaplarımı basın kazanın yeter ki bu kitaplar ki çocuklarım gibidir yaşasın. Ama cevap yok. Televizyonlarda görülen simalar elbette çoksatar. Bu konu böyle bitsin. 

B.F. Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?

Ben Anadolu’yum, yoksulum; az kazananım. Ezilenim. Ders anlatan, halkını dinleyen öğretmenim. Ben bir gölüm, bana gürül gürül su akar. Geceleri sabaha kadar yazarım. Bunlar, öykü olur, roman olur. Sabah kalkınca hangi yayınevinin kapısını çalsan yüzüne kapanır. Sizler gibi röportajlarımıza yer veren; sözüme başlarken teşekkür etmiştim bir kez daha tekrarlayayım teşekkür ediyorum; olmazsanız sesimizi duyan yok.

B.F. Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Elbette kitap okurum. Kitap okumak insan için ihtiyaç diye düşünürüm. Yazar olarak imkân buldukça fuarlara katılır kendimi okuyucumu oluşturma çabası içine girerim. Her fuar sonrası bütçem olanak verdikçe ki bunlar dünya klasiklerinden seçtiklerim olur, günümüz yazarlarından olur, yeni kitabını yayınlamış genç yazarlarımızdan olur kitaplar alırım. Kütüphanemde beni oku diyen çok kitabım var. Son zamanlarda kitaplarını okuduğum adı sanı bilinmeyen çok değerli yazar adaylarını görüyor, edebiyatımız adına seviniyor, vitrine yazan ünlü yazarlarımızı gördükçe üzülüyorum. Konu hakkında düşüncem bu.

B.F. Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?

Yazmak yanına bir kelimede ben yazayım  “okumak” benim için bir yaşam biçimidir. Okudukça daha genç ve zinde oluyorum. Yıllar öncesini gördükçe bazen üzülüyorum. Şu an elimde olduğu için örnek vereyim. Dünya klasiklerinden STENDHAL’IN Kırmızı ve siyah kitabını okuyorum. 1830’ların Fransa’sını anlatıyor. Bense gelgitler yaşıyorum.

B.F. İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?

Bu konuda çok kez şimdi gerek yüz yüze, gerek online olarak yazarlık atölyeleri her köşede açılmakta. Yazarlığa katkıları mutlaka vardır. Ben farklı düşünüyorum. Birinci kuralım benim; iyi bir okuyucu olmak. İkinci kuralım, çok iyi gözlem yapmak. Üçüncü kuralım konuyu iyi seçmek. Dördüncü kuralım kahramanların yaşadığı ortamı iyi bilmesi. Sıralamayı kaldırarak devam edeyim. Yazdığı dili çok iyi kullanması mahalli dile yer verirken kahramanını iyi seçmesi. Tarafsız olması, okuyucuya kendi fikrin empoze etmeye uğraşmaması, naçizane fikirlerim. Bir şey daha dilimizin kurallarını iyi bilmek diye bilirim. Şunu eklemeliyim. İyi bir editörle çalışmak.

B.F. Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Yazmak kolay gibi görünüyor. Her okuyucunun kurduğu ortak cümle şudur. Bunu bende yazabilirim. Ben burada iyi bir yazar olmayı düşünenlere tavsiyem önce iyi bir okuyucu olmak. Daha sonra yazarlık.

B.F. Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?

Size ve tüm emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Benim söylediklerimi okuma zahmetinde bulunan tüm okuyuculara sağlıklar diliyorum. Yurdumuzda nüfus arttıkça okuyucu sayısı azalıyor desem ne dersiniz? Son sözüm şu olsun. Mutlaka kitap okuyalım. Okudukça güzelleşiriz.

Ödüllü Yazar ve Şair Betül FIRAT

@paradoks.okur.yazar

@yazarvesair.betulfirat

@e.san.mel

Yorumlar

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. Salih ALTUN dedi ki:

    Kutluyor, ilhamı bol, üretken uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum değerli meslektaşım, yazar arkadaşım.

  2. Doğan Özcan dedi ki:

    Değerli Dostum,
    Söyleşini okudum. Eleştiri ve önerilerine virgülüne kadar katılıyorum.
    Başarılarının devamını diliyorum.

  3. Derya Kadıoğlu dedi ki:

    İsmet hocamın röportajını okudum çok güzel ifade etmiş her şeyi ve bizim sesimiz olmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.

  4. Ahmet DOĞAN dedi ki:

    Tebrik ederim İsmet hocam