Yazar Beyhan UYGUR Röportajı

B.F. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben  Beyhan  Uygur. 1980
Samsun  Havza doğumluyum. 6 kardeşin   en küçüğüyüm.
Son  altı   yıldır yüreğimi, gönlümü şiire  adadım diyebilirim.
Havza  Kız  Meslek   Lisesi biçki  dikiş  mezunuyum.
Önceliği  karşı tarafa  veren,  dostları için  mücadele veren  kişiliğe  sahibim. Kendimden  önce  karşı  tarafın mutlu  olmasına  özen gösteren,  karşı  taraf  mutlu  ise ben de mutluyumdur.
12  yıllık  evliyim  ve 
bir   prenses  annesiyim.
Hayatın verdiği  acılara  rağmen  hayata  pozitif  bakan  yapıya  sahibim.
Yazarak  mutlu  olmanın  ötesinde  okuyarak  kendimi  geliştirme  çabasındayım.
Hayat ne kadar  acımasız  olsa  da ben aksine  neşeli  ve güler  yüzlüyümdür.

Şiiri  çok  sever ve  şiir   dinletilerine  bayılırım.
Hatta bu yapımdan  dolayı   editörüm  Ayşegül  Poyrazoğlu  “Şiirmatik”  lakabını  taktı bana. Ve ben de bu ünvanı layığı  ile  taşımaktayım.  Ayrıca bundan  son  derece de mutluyum.
Yazar,  okur, bir  daha  yazarım.
Yazdıkça  okuma  sevgim  artmakla  birlikte  kendime  özgüvenim de  artı.
Üretmeye   devam  ediyorum. Yazarak   başka  dünyalarda  oluyorum  âdeta.  Üniversite  okumadım  ama hayat  üniversitesini  başarıyla  bitirdiğime inanıyorum…

B.F. Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Yazmaya kızımın  anaokuluna  başlaması   ile  birlikte  ben  de  yazmaya  başladım diyebilirim.
Şiir  okumayı  sevdiğim   için  şiirler  okurdum hep.  Bir gün  sosyal  medyada   gezinirken   benim  için değerli bir  abim gibi  sevdiğim  kişi  ile tanıştım. Yazdığı  şiirleri okurken  “Nasıl  yazıyorsun?”  diye sorunca, “Bence  denemelisin,  sen de  yazarsın,”  dedi.
Ben  de o söz üzerine bir iki  denedim ve “Yok  olmuyor” dedim.  “Olacak  pes  mi  ediyorsun yoksa?” deyince o gün  bugündür  yazmaya  adadım  yüreğimi.

Son   altı  yıldır   sürekli  yazıyorum.  Gece, gündüz her ne vakit olursa olsun yazmalıyım  diye  düşünerek  yazıyorum.

B.F. Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?

Altı  tane  proje  kitabım,  bir tane de  kendime ait  şiir  kitabım, toplamda 7 kitabım var.

Proje  kitaplarım:
1.Antoloji: 40 Şair 40 Şiir
Konusu; şiir.
2. Antoloji: Hayatımın Dönüm Noktası
46  yazar  bir  araya  geldik ve hayatımızın dönüm noktalarını  öyküleştirdik
3.Antoloji: İmza Kadın:  #Adımıunutma
41  yazar  kadına  yönelik şiddeti ele   almak  adına yazıldı. Ben de toplumun acıyan  yarası  küçük  gelin  hikâyemle dilim döndüğünce   Kader  kızın  hikâyesini  yazdım.
4.Antoloji:  30  Şubat Şiirleri 37 şair ile yazılan şiir kitabında  4  şiirimle  eşlik  ettim.
5. Antoloji:   Masallar  Ülkesi 2 serisinde  büyük  küçük  kalplere   dokunmaya  çalıştım.
6.Antoloji: Bir Hayalim  Var  projesinde en büyük hayalimi   kaleme  aldım.

Son  olarak  kendime ait  6 yıldır  hayalini kurduğum
“Hem Az  Hem  Çok”  şiir kitabımı  çıkardım.

B.F. Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu?

Oldu sayılmaz aslında. Öyle  bir  an  gelir  ki   yazarsın da yazarsın.  Bazen  de  öyle bir an gelir ki  kelimeler  uçurur  gökyüzünün  eteklerine  doğru.

Yazmak  anlık bir şey. Bir bakmışım  sayfalar  dolusu  yazmışım, bir bakmışım   iki  satır  yazamamışım.

Yayınlanması  da kolay  aslında. Güvenilir yayınevi  bulmak  önemli  olan.  Çok  şükür  yeni  yayınevi  olmasına  rağmen  çok yol  kat edildiğine inanıyorum.

B.F. Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?

Okumak ve  yazmak   kuşun  kanat  çarpış  sesi. Gece,  gökyüzü  tabii ki  müzik de ilham kaynağım  ise  kızımın  gözleri de onunla  her  anımı  şiirleştirerek  döküyorum  boş  sayfalara. 

B.F. Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Elbette  okurum. Boş  zamanım   olmasa  da okumak için  her fırsatı değerlendiririm.
Yazmak  için  okumak  şart  diye  düşünüyorum.
Aslına  bakarsanız  bazı  kitaplar  tamamen çöp  diye düşünüyorum.
Aynı  cümleler  dönüp    durmuş.
Ama  bazı  kitaplar  vardır  ki elinden  bırakmak istemezsiniz.

Mesela  günümüz  yazarlarından   yaşı  genç  olmasına   rağmen, yalnızca  iki  parmağını  kullanarak  harikalar  yaratan  kardeşim  gibi  sevdiğim  Nurçin Arlı’dan  söz  etmeden  geçemeyeceğim.
Biz  ona  parmakları ile  dünyayı  döndüren  kız  diyoruz.

B.F. Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?

Yazmak  hava gibi, su gibi  bir ihtiyaç  diye düşünüyorum.
Nefes gibi  her  an,  her  yerde  yazma  hissi   verir  duygularıma.
Yazmak; tutkulu bir  aşk gibi. Yazamadığım anlarda  kendimi  kötü  hissediyorum.

B.F. İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?

Yazmak için  öncelikle  okumak gerekli.  Kaynak  kitaplar  şart. İyi  yazar    olabilmek için  büyük  üstatların  okunmasını  öneririm.

B.F. Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Yazmak  isteyenlere     bol  bol  okusunlar,  silsinler  bir  daha  okusunlar,  en güzeli  olana kadar   üretsinler.

B.F. Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?

Mutlaka  okusunlar, en güzeli olana  dek   yazsınlar  ve  asla  pes  etmesinler.
İstemek başarının  ikizidir   ve  umudu  sol  yanlarında  konuk   edip  hayallerini     takip   etsinler.   Hayal  olmadan  gerçek   de  olmaz.

Ödüllü Yazar ve Şair Betül FIRAT

@paradoks.okur.yazar

@yazarvesair.betulfirat

@e.san.mel