Gelirse ömrüm baharı, yine yeniden çimenler üstünde…
Başıma gülden şemsiye örtersin üzülme…!
Dönmese de felek bizim arzumuzca iki gün;
Bir kararda kalmaz devran üzülme.
Ümitsiz olma sakın ha, bilmezsin gaybın sırrını perde ardında olur gizli oyunlar…
Batsa da ayağıma muğilan dikeni üzülme …
Üzüntüler kulübesi gül bahçesi olur bir gün , üzülme ;
Söküp götürse de yokluk seli varlık temellerini ey gönül …
Konak tehlike dolu hedef çok uzak olsada !
Sonu olmayan bir yol, yok üzülme ;
Yoksulluk köşesinde ,karanlık gecelerin yanlızlığında;
iyileşir durumun ey gam çeken gönül kayğılanma ;
Geçer bu çılgınlığın sakinleşir başın üzülme…
Kalbim ile… muhabbet eden bülbül.
Kâh şiddetli dolu yağdı üstüme kâh şimşek hedef aldı beni…
Aşk gamı hazinedir ama gizlidir.
Ey aşk ! Aşk; tür’ canı oldu.
Tür şarhoş !
Ey bizim kibir ve ezametimizin ilacı,ey bizim Efla’tun umuz !
Ey bizim sevdası güzel aşkımız…Şadol ;
Ey bütün hastalıkların hekimi denizi bir testiye dökersen ne alır…
Gül solup mevsim geçince artık bülbül den maceralar işitemezsin.
Arkadaşımın dudağına eş olsaydım…(sırlarına tahammül edecek bir hamden bulsaydım )
Ney gibi bende söylenecek şeyleri söylerdim.
Serpil Demir