Bir parça ömür , bir lokma hayat Ya ucunda doğum , ya ucu ölüm , hey hat. Kalmakla ,gitmek arası mıdır ? Bu hat. Kaçıncı tren , kaç vagon insan,kaçıncı hayat. Çırpın dört tarafı duvar , demir parmaklık Bir volta atmak mesabesinde aslında hayat Tespih mi çektiğin sabrın adı...
Şu koca âlemi gezdim dolaştım Mevlam ibret diye çok kul yaratmış Bu nasıl intizam ben buna şaştım Vahanın yanına bir çöl yaratmış. Seven sevdiğine aşk ile bakar Gönülden gönüle sevgiler akar Kor ateş düşürür sîneyi yakar Kalpten kalbe giden bir yol yaratmış. Sevenin sevene bal olur sözü Görmez başkasını kör...
Yüzlerde mutsuzluk, gözlerde donukluk? Kayboldu tebessüm, tende soğukluk! Ağlayan gözlerde yaş oluk oluk ! Câresizlik, olay büyük, hava soğuk, Bunca zulüm Allah’dandır denemez, Sebep olanlarda vicdan olamaz. * Acı çekenelere deme acım büyüktür… Evlat acısından daha-daha küçüktür. Elinden tutup da kurtaramayan anne; Acılardan acısı daha büyüktür! Bunca zulmü Allah vermiş...
Anlaşmak… Kim kimi anlayacak? Halkımızı anlıyor muyuz? Peki, biz kendimizi anlıyor muyuz? Bağırmaktan sesler kısıldı. Çünkü kalpten kalbe anlaşamıyoruz. Toplumun çıkarcı menfaatperestleri… Menfaatperestlerin üzerinde durmak ve teşhir etmek cinsel uzuvlarını teşhircilik kadar tiksindirici… Belki kötü yanımız kendimizi onlar gibi çıkarcılığa zincirlemek… Zincirler iken, insanlar eşittir, eşit doğarlar ve eşit haklara...