Bazı sabahlar, dünya sessizliğe uyanır. Kuşlar ötmez, rüzgâr esmez, insanlar konuşmaz. Her şey yerli yerindedir ama bir şey eksiktir: sesin kendisi. O an anlarsın ki sessizlik, sadece bir eksiklik değil; bir varlıktır. Kendi dili, kendi ritmi, kendi rengi vardır. Ben sessizliği gri sanırdım. Ne siyah kadar keskin, ne beyaz kadar...
zaman silik, tozu vanilya, saatler kırık siyah beyaz, bazen bazenler karışıyor, * çoğu zaman, tarihsiz, noktasız, virgülü kançalı, * kayıbın kayıbı, yersiz olduğumu biliyorum, yurtsuzluk da KDV’si, topluyorum belki de sadece yokluyorum, * ne hırka, ne pabuç, ne yastık, ne yorgan, * sırtlan dedim de, ne sırt, ne yük, çulsuzlar...
FAKİR VE GARİP ÜRMELÎSİN Ramazan AĞIRTAŞ … Niçin Pir’im derin derin bakarsın Sen bize kalbini vermelisin ki Uzak ufuklara dalıp akarsin En yakın olanı görmelisin ki. Hüznüne yar olduk gül bahçesinin Açıp da görüver bak sinesinin Yaş ile doludur ah didesinin Üstüne mendili sürmelisin ki. Her işte olmalı Allah rızası...
Galata’nın esrik evliyaları ezberliyor hüznün alfabesini duvarlarda Cenevizli suretler kendisini işliyor taş şimdi taşralı kadınlar panayırında annesini arıyor beslemeler tarihin mezbelesi coğrafya Haliç’e çekilmiş mavnalar gibi Yaşanan cibinliksiz aşkların köşelerde cinnet nöbetçileri unutulmuş sabah yoklamaları ellerimiz yüzümüze yetmiyor şimdi Öner Fikri Görsel alıntıdır.
Ali Rıza Navruz — Türkân İldeniz Şairler âleminde pek de tanınmış bir şair değildir bana göre. Fakat onun tanıtılması gerektiğini düşünüyorum ben… “Boğaz” dediğimiz zaman boğazın verdiği ilhamı şiirlerine yansıtmasını bilen Türkan İldeniz hemen akla gelmeli. Gelmeli; Çünkü onun şiirlerinde duygu vardır. Romantizm ve ayrıca da hüznün, cin çeşidi… Kandilli...