Bir zamanlar anılar, sandıkların diplerine saklanırdı. Sararmış fotoğraf albümlerinin sayfalarında sessizce bekler, sadece dost sohbetlerinde dillendirilirdi. Komşu kapısı çalınmadan yapılan sürpriz ziyaretler, el yazısıyla yazılmış mektuplar, telefonda söylenen “ararım seni” sözü… Hepsi kendine has bir samimiyet taşırdı. Mahremiyet, insanın en derin sırlarını sakladığı bir hazine sandığıydı. O sandığın kapağını ise...