Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Çok Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
17°C

KOMRAT GÜNLÜĞÜMDEN  

KOMRAT GÜNLÜĞÜMDEN  
8 Mayıs 2025 13:06
17
A+
A-

Komrat’ta bir bahar günü… 

Hayatın akışı çoğu zaman gözümüzün önünden telaşla geçip gider. Koşarız, unuturuz, erteleriz… Oysa bazı anlar vardır ki zaman durur, nefes sakinleşir, kalp hayatın sesini yeniden duyar. 

24 Nisan 2025’te, doğum günümde, Komrat’ın sessiz ve zarif sokaklarında yürürken hissettiğim her şeyi kelimelere dökmek istedim. Doğanın sadeliğini, insanın içtenliğini, geçmişin ve şimdinin iç içe geçişini, bir çiçek kokusunun, bir tebessümün bile insana nasıl dokunabildiğini anlatmak istedim.

Bu yazı bir seyahat değil, bir durma hali. Bir şehrin içinde yürürken, aslında kendime doğru attığım adımların izidir. Komrat’ın baharında yeniden filizlenen duygularım, yaş alırken içimde gençleşen umutlarımın ifadesidir.

Belki siz de bu satırlarda kendi sessiz şehirlerinizi, unuttuğunuz yavaş anlarınızı, kalbinizin derin yerinde saklı kalan baharları bulursunuz. Ve belki hep birlikte hatırlarız: Hayat, aslında sade olanın içinde saklıdır.

Bugün 24 Nisan. Doğum günüm. Ve ben bu yıl, yaşamın bana sunduğu en güzel armağanı Komrat’ta alıyorum. Baharın tam kalbindeyim. Gökyüzü pırıl pırıl, hava tertemiz… İçime çektiğim her nefeste sadece oksijen değil, huzur da doluyor. Lenin Caddesi boyunca ağır ağır yürürken, zamanın yavaşladığını hissediyorum. Her şey olması gerektiği kadar; ne eksik ne fazla.

Bu şehirde bahar bir başka yaşanıyor. Caddenin iki yanına dizilmiş bembeyaz çiçekli ağaçlar, doğanın zarafetini en saf haliyle sunuyor insana. Renkler iç içe geçmiş. Yeşilin binbir tonu, mavinin ferahlığı, pembenin naifliği… 

Sakuraların en güzel haliyle açtığı bu caddede yürümek, bir tabloya adım atmak gibi. Gözümün gördüğü her şeyi fotoğraflamak istiyorum. İnsanlar meraklı gözlerle bakarken, hiç aldırmadan, ben baharın keyfini yaşıyorum. Çünkü bu an, yalnızca bana ait. Ve o kadar gerçek, o kadar dokunulabilir güzelikte…

Kaldırımlar, refüjler, bahçeler… Her yer, ama her yer, rengarenk çiçeklerle, güllerle süslenmiş gibi göz alıcı ve bir o kadar da büyüleyici… Bir çiçek kokusu geliyor burnuma, Cadde boyunca ilerledikçe hemen ardından bir başka çiçek kokusu. Rüzgar usulca çevreye yayıyor bu miskiamber kokuları. Dokunur gibi değil, fısıldar gibi hissediyorum. Sakuralar, İngiliz alıçları, at kestaneleri, nevruz çiçekleri, Lilyumlar, papatyalar, bembeyaz açmış kiraz ağaçları ve daha niceleri… Sanki bahar bütün ihtişamını bu kente saklamış gibi…

Yürürken durup, sakura ağacının altındaki bir bankta oturuyorum. Başımın üzerinde dallarını gökyüzüne uzatmış, toz pembe çiçekli sakura ağaçlarının çiçeklerinin rüzgârda dans ederek toprağa düşmesini izliyorum. Ilık bahar  güneşinin cömertliğiyle, pembe ışık hüzmeleri yaprakların arasından süzülerek yüzüme vuruyor. Gözlerimi kapatıyorum bir an. Geçmişim düşüyor aklıma. Çocukluğumun baharları… Sabahları, annemin evde camları açtığında, evin içine giren güneş ve temiz hava…

İlk defa mis gibi toprak kokusunu fark ettiğim o anlar… Bisikletle geçtiğim tozlu yollar… Şimdi, burada, Komrat’ta o anılar yeniden canlanıyor. Sanki çocukluğumla el ele yürüyorum bu şehirde.

Tekrar yürüyorum ağır ağır. Saat 14.00 olmak üzere.  Birer birer dükkanlar kapanmaya başlıyor. Saat tam 14.00 olduğunda, şehir bir anda  sessizleşiyor. Ardından insanlar bir anda yaşama yeniden başlıyor ve sokaklar hareketleniyor. Yürüdüğüm Cadde bir anda canlanıyor. 

Burada kafe ve restoranların haricinde her yer saat 14.00 de kapanıyor. Bu alışık olmadığım bir düzen ama büyüleyici. Sessizlik burada boşluk değil, bir bilinç. İnsanlar günü uzun saatlere bölüp tüketmiyor; tam tersine, günü yaşayıp sindiriyor. Komrat’ta zamanla yarışılmıyor. Hayat, sade bir uyumla akıyor.

İnsanlar çok başka burada. Karşılaştığım herkesin yüzünde bir gülümseme var. Gerçek, içten ve sıcak. Tanımadıkları birine gülümsemekten çekinmeyen bu insanlar, hayata pozitif bakıyor. Dertleri yok mu? Elbette var. Ama onlar hayatı güzel yanlarından tutmayı seçiyor. Bu seçim, yüzlerine yansıyor. Her biri, sanki hayata teşekkür eden bir tebessümle yürüyor yollarda.

Ve kadınlar… Zarif, bakımlı, sade ama etkileyici. Giyimlerinde bir ahenk, yürüyüşlerinde bir denge var. Ne abartı ne gösteriş. Doğal güzellikleriyle sokağı sanat gibi süslüyorlar. Her biri, şehrin dokusuna ayrı bir zarafet katıyor. Komrat’ta kadınlar kendine özen gösteriyor ama gösteriş için değil; yaşama duydukları saygı için. Bunu görmek insanı derinden etkiliyor.

Lenin Caddesi boyunca yürümeye devam ediyorum. Her köşe başı yeni bir renk, yeni bir hikâye… Şehrin tarihi, kültürü, doğası iç içe geçmiş burada. Her şey ölçülü, sade ama derin. Komrat’ın sesi yükselmeden konuşuyor insana. Bu yüzden duyabilmek için yavaşlamanız, hissetmeniz gerekiyor. 

Her adımda yeni bir hikâye, yeni bir renkle karşılaşıyorum. Tarih, doğa ve kültür sessizce konuşuyor sanki. Burası, insana duyabilmek için yavaşlamayı öğretiyor.

Bugün doğum günüm. Ama bir yaşı daha geride bırakmanın ötesinde, kendime, doğaya, hayata yeniden bağlandım. İçimde başka bir bahar filizlendi. Koşturmacasız, gösterişsiz, içten bir hayatın mümkün olduğunu yeniden hatırladım.

Komrat bana doğum günümde yalnızca çiçekler, sessizlik ve temiz hava sunmadı. Aynı zamanda hayatın ne kadar değerli, ne kadar kırılgan ve ne kadar güzel olduğunu da gösterdi. Burada geçirdiğim an’lar, bir ömre bedel gibi.

Ve ben, … Bu şehirde, Lenin Caddesi’nde yürürken sadece yürüyüş yapmadım. Çevreyi inceleme şansını da elde ettim. insanların sakin, sabırlı ve yaşamla barışık olduklarını gördüm. Doğal hayatın güzelliklerini gördüm. 

Ben, bu güzel şehrin baharını, naif insanlarını ve yeni yaşımı çok sevdim.

Hale Aşkın

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.