

Her bir adım kalbimin, attığı yönde gider.
Gönül gözün var senin, gör dediler vesselam
Adım ardımda kaldı, sıfatım önde gider,
Tababet lisanında, kör dediler vesselam.
***
Veysel misali aşka, inandım divan durdum.
Gözlerimin dili yok, susarak görüyorum.
Ruhumun derununa, bir darağacı kurdum;
İçimdeki yeisi, asarak görüyorum.
***
Acıyan bakışların, nazarında kavruldum.
Acziyetim yok iken, yazık ama dediler.
Bir söz ile vuruldum, bir söz kavruldum.
Ardımdan müebbettir, derde gama dediler.
***
Nurdan bir ata bindim, dörtnala koşturmuşum.
Umudun meydanında, kendimle cengim vardır.
Siyah kader olsa da, her tonu coşturmuşum;
Karanlığın içinde, binlerce rengim vardır.
***
Aşk mihmandar olalı, kül düşmedi közüme.
Coşkun nehirler gibi, menzilime akarım.
Bin katlı bir perdeyi, indirseler yüzüme;
Herkesten iyi görür, kalp gözüyle bakarım.
***
İçimdeki bana ben, merhem oldum, yâr oldum.
Kalbime inanmasam, anladım ki hiçmişim.
Zemheriyi bahara, çeviren bir nâr oldum.
Ben sabır köprüsünden, bilenip de geçmişim.
***
İmtihansa imtihan, kader ise kaderim.
Karanlık şafaklara güneşler doğurmuşum.
Zaferin bedelini, umudumla öderim.
Kendime süt beyazı bir ikbal yoğurmuşum
***
Kader âdemoğluna, varsın pranga vursun
Zincirleri kıracak, ruhu ile aklıdır.
Varsın kopsun kıyamet, okyanuslar kudursun
Gecikmiş bir saadet, avucumda saklıdır
***
Pir Sultan’ın özünü, Yunus’un yüreğini,
Mevlana’da gel diyen, ruhu ben görüyorum.
Cihanın kubbesini taşıyan direğini;
Bir tufanın içinde, Nuh’u ben görüyorum.
İbrahim ŞAŞMA