Yazarken, kalem kaderi…
Yazan el ne düşündü?
Bin çehreye bürünse tenim …
Kalem ne yazdıysa…
Aşk şerbetini, Bin yıl başından döksem,
Dudaklarını, dudaklarıma mühür vurup…
Nefesi…Nefesimde yaşasan …
Kırıp tüm kadehleri , Sunakları yıkıp …
Tanrının kaleminden …Kaderi değil…
Gözlerinin resmini yapsam.
Sonra, avucuma rüzgar doldurup…
Savursam tüm bedenimle .
Kasırga yapsam , Yıksam…Yok etsem …
İçinde aşk olmayan tüm kaleleri,
Geriye inşa etsem … Kudretin elinde…
Yüksek dağların yamaçlarına,
Hiç durmaksızın atan kalbinin mabedini.
Dönsem … Dönsem… Dönsem…
Yüksek Dağ başlarında, bin sefil …
Olmasam … Unutsam kendimi.
Kalem ! Yaz kaderi sil baştan…
Haykırarak tüm dağlara…
Kalem mi ? Kendim mi ?
Ateşe atıp yaksam… Kül olsa tüm zerrem…
Aşk mabedinde üzerinden…
Dağılıp, Toz olup …Dirhem…dirhem …
tekrar parçalara bölünsem.
Ayak bastığın toprak,
Yüzüme tükürdüğün ayıbım,
Tüm günahların sahibi…
Bir ben olsam…Kalem…
Savur bedenimi , Dağlara vur…
Irmaklara sok , çıkar…
Ateşlere at…Yak kavur …
Tozumu, toprağa kavuştur.
Ogün Orpars