Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Pazartesi Açık
26°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
26°C
Perşembe Az Bulutlu
26°C

Yazar Ali Turan BARNİÇ Röportajı

Yazar  Ali Turan BARNİÇ Röportajı

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Kars’ta doğdum. Ailem, yoğun göçlerin olduğu 90’lı yıllar da Kocaeli’nin Darıca ilçesine taşındı. O yıllar da, her yoksul Anadolu çocuğu gibi ben de bir çocuk işçi olarak çalıştım. Büyük bir şehirde, küçük bir bedenle hayata sarıldım. Pazarlama, işletme ve gazetecilik lisans eğitimleri aldım. Yüksek lisans ve doktoramı psikoloji üzerine yaptım. Psikoloji, iş dünyası, edebiyat alanında toplam on kitabım yayımlanmıştır. İş birliği yaptığım bazı yayınevleri dışında yazarlara; geliştirici editörlük, redaksiyon, son okuma, yayınevi danışmanlığı ve yazar koçluğu hizmeti veriyorum. Ayrıca şirket yöneticileri veya akademik kitap yazan veya yazma fikri olanlara danışmanlık yapıyorum.

Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?

Pek sevmediğim ama klasikleşen bir söz olan, “İyi bir çocukluk geçirmedim,” sözü bana uyar mı bilmiyorum ama galiba bir kalem emekçisi olarak yazmamın kökeninde; güzel ve eşit bir hayatın hayali var. Bu ütopyayı babamdan öğrendim. O da bir emekçiydi. Bende onun oğlu olarak öyleydim. On altı yaşımda büyük bir kurumda çalışıyordum. İş arkadaşlarımın hepsi okuyan insanlardı. Tiyatro yönetmeni, sanatla ilgilenen birçok insanla tanıştım. Yaşım ufaktı ve iş arkadaşlarımın hepsi benden yaşça büyüklerdi. Kendimi çok yetersiz görüyordum. O dönemlerin ruhuna uygun çok düzgün insanlarla tanıştım. Beni okumaya yönelttiler. Tabii ki babamda aydın bir insandı. Eski dönemlerde Köy Enstitülerinde eğitim almıştı. Onlar sayesinde okuma alışkanlığım gelişti. Ve yıllar sonra okuyan biri olmanın yanı sıra yazan biri haline geldim. Şimdi “Sıra bende,” diye düşünüyor çocuklarım ve insanların kitap okuması için çabalıyorum.

Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?

Elma Yayınevi gibi ünlü yayınevlerinden kitaplarım çıktı; psikoloji, iş dünyası, edebiyat alanında toplam on kitabım yayımlanmıştır.

Beş roman; Bir Delinin Kürsüsü, Acının Rengi, Araf Dağı’nın Ötesi, Ağrı Dağı’nın Kraliçesi İduna, Merzifon Komünü.

İki iş kitabı; Her Satışçı Bir Terapisttir, Bir İşletme Komedisi.

Üç psikoloji kitabı; Panik Bozukluk, Bilişsel Davranışçı Koçluk, Sende Saklısın.

Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayımlamak; sizin için hangisi daha zordu?

Kaygı çağında, zihin yorgunluğunun en üst olduğu bir seviyede yani bu dönemde, yoğun iş temposu içinde zaman sıkıntım oldu. Ama bu engeller, yazmamın ve yazdıklarımı yayımlamamın önüne geçemedi. İlgi ve istek olunca inanın engeller aşılıyor.

Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?

İlham kaynağım, Rus edebiyatçı “Maksim Gorki”dir.Yazarken; köy, şehir hayatı, insan psikolojisi, toplumsal sorunlar ve doğanın güzelliğinden yararlanıyorum. İyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Ayrıca güzel bir dünyanın var olabileceğine inanarak yazıyorum.

Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Editörlük yaptığım için her gün düzenli olarak kitap okuyorum. İkinci sorunuza ise gülümseyerek cevap veriyorum. Şunun için gülümsüyorum: Ülkede ergen edebiyatı aldı başını gidiyor. Garip garip bilgilerin olduğu toplam yirmi sayfa yapmayacak bir kitabı, güzel ve etkileyici bir kapakla iki yüz sayfa olarak satıyorlar. Bunu da “Çok satanlar,” diye pazarlıyorlar. Her şey kirlettikleri gibi bu sektörü de kirletmeye çalışıyorlar. Ama yine de yeni yazar ve eserler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?

Yazdıkça yeniden doğuyorum ve yazdıkça kendimi iyileştirebiliyorum. Böylece benim için yazmak bir tutku haline dönüştü. Ayrıca kendimi; görmek, hissetmek ve yazmak için dünyaya gelen bir kalem emekçisi gibi görüyorum.

İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?

Var. Bir hayat görüşünüz olmalı. Bir yazar, esin kaynağınız olmalı. Birde hayal gücünü ekleyin ve oturun yazın derim. Bu kadar basit diye düşünüyorum.

Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Çok ama çok kitap okuyun. Okuduktan sonra yazma eylemini gerçekleştirin. Çünkü okuyan, yazan ve eleştirel düzeye sahip olanlar iyi birer yazar olabilir.

 Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?

Güzel bir dünyanın temel taşları kitaplarla örülür. Kitap okuyan insanlar, doğaya ve yaşam hakkına saygılıdır. Yaşam hakkına ve doğaya sıkı sıkıya sarılarak; kitap okuyalım ve okutalım.

Sevgi ve Saygılarımla,

Ali Turan BARNİÇ

www.esanmel.com

@paradoks.okur.yazar

@yazar.betulfirat_fan

İnfo@esanmel.com

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.