JANKAT
LİDER ERŞAN
275 SAYFA
“Cansın, canımın parçasısın nenni
Kara sulardan kurtulansın nenni
Orada cansız yüzenler balık değil
Yavru canlardı nenni de nenni.
Balık değil yavru canlardı nenni.”
Büyük Çerkes sürgününün küçük, masum mağduru Jankat. İki ablası korsanlar tarafından kaçırıldıktan sonra ailesinin tek tesellisi Jankat. Rus zulmünden kurtulmak ve kızlarını bulmak umuduyla yola düşen ana-babasının tek umudu Jankat.
Bir süre önce hüzünlenerek ama bir o kadarda severek okuduğum “Setenay” kitabında kesişmişti yolumuz kısa da olsa Jankat’la. Bu güzel eserlede onun hayatına, yaşadıklarına konuk olduk. Ailesinin yanlışlıkla İstanbul yerine Samsun’a giden gemiye binmesi ile başladı yolculuğumuz. Kaçırılan kızlarının acısına dayanamayan Nefin, zorlu yolculuğunun ardından hastalanıp, kısa süre sonrada vefat ederek öksüz bırakır daha bir yaşındaki Jankat’ı. Kızlarının ardından eşini de kaybeden Guşan, oğlunu yakın arkadaşı Goran’a teslim ederek denizlere açılır ve bir daha geri dönmez.
Başlarda ne yapacağını bilemeyen Goran, arkadaşının emaneti iyi bir hayat sürsün diye Doktor Necip bey ve eşi Hanife hanıma evlatlık verir. Düşündüğü gibi de olur. Jankat’ın üzerine titrer Necip bey ve Hanife hanım. Güzel ve mutlu bir çocukluk, başarılı bir eğitim hayatı ve babasının yolundan gidilerek karar verdiği mesleği.
En uygun zaman seçilir Jankat’a gerçekleri anlatmak için. Yaşından beklenmedik bir olgunlukla karşılar ailesinin hikayesini Jankat. Annesinin mezarının başında söz verir, dertlere derman olacak, hayat kurtaracaktır.
İlk aşk heyecanı yaşadığı Asiya.
Ablalarına ulaşma çabası.
Patlak veren savaş ve cephede geçen yıllar.
İngiliz hemşire Faye’nin Jankat’a duyduğu büyük aşk.
Asiya’nın bilinmeze yolculuğu derken heyecandan heyecana, hüzünden hüzüne koştuk kitap boyunca.
Sevgili Azime ablam, Sevilay ve Bahar ‘la okuduk bu özel hikayeyi. Eşlik ettiğiniz için sonsuz teşekkürler Sonrasında Lider ablanında katılımı ile harika bir sohbet gerçekleştirdik. Kocaman bir teşekkür de bu güzel sohbet için Lider ablama. Yüreğine sağlık ablacığım. Bizleri daha nice eserle buluşturman dileğiyle, kalemin var olsun.
Bu göç, istekli ve zamanlı bir göç değildi. Rüzgar da Kafdağı’ndan gelen huzur dolu serin rüzgar değildi. Bu rüzgar Moskof’tan esmişti, sert, acımasız, yurtsuz yuvasız bırakan, tüm umutlarını silip süpürerek Karadeniz’e dökecek bir rüzgardı.
O artık Gazi Tabip değil Jankat’tı. Azamat’ın torunu, Koca Azamat’ın torunu Jankat. Sırtında babası Guşan’ın Çerkeskası, dede yadigarı gümüş saplı Çerkes kaması belindeydi.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN