İstanbul
Az Bulutlu
28°C
İstanbul
28°C
Az Bulutlu
Cumartesi Açık
32°C
Pazar Açık
32°C
Pazartesi Az Bulutlu
29°C
Salı Az Bulutlu
29°C
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,9449 EURO
35,7631 ALTIN
2.529,53 BIST
10.891,42 Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İnecek Var
İnecek Var
Meral Bayat
…
Biz ne güzel çocuklardık!
Umudumuz masmavi gökyüzü gibi uçsuz bucaksız …
Hayallerimiz arş-ı ala gibi sonsuzdu.
Kırlarda kuşlar gibi özgürdük.
Çiçeklerler gibi toprakla buluşurduk.
Kelebeklerle kanat çırparak uçardık.
Taş topraktı bizim oyuncaklarımız.
Börtü böcektir hayattaki renklerimiz.
Yılanın bile üstünden atlardık!
Çünkü korku nedir bilmiyorduk.
Evet şimdiki insanlar için hayaller ötesinde idi, yaşadıklarımız.
Öyle uzun uzun düşünmeye gerek yok.
Kendi oyunumuzu kendimiz kurardık.
Hayal eder hemen beklemeden ertelemeden yapardık.
Öyle çok beklemeye de gerek yoktu.
Kendi evimizi dahi taşlarla kendimiz inşa ederdik.
Sonra tek ayak üstünde seksek oynardık.
İp atlar hayatın tadını çıkarırdık.
Bulabilirsek topla da çok güzel oyun kurardık
Hatta arkadaşımıza bir şey olur diye gerçek çalım bile atmazdık.
Karşı cinsin ne demek olduğunu bilmeden
Yeri geldi erkeğe bile kafa tutardık.
Salıncağa biner bulutlar üstünde sallanırdık.
Hayaller ötesi değil yaşadıklarımız.
Vallaha biz bunların hepsini birebir yaşadık,
Suyu çeşmeden eşek sırtında taşırdık.
İşimiz bile eğlenceli idi, yorgunluk nedir bilmezdik.
Biz hayatın tadını her ne olursa olsun çıkarırdık.
Koyun sağmaya da eşek sırtında giderdik.
Hatta gün boyu görmediğimiz arkadaşları orda görürdük.
Güler eğlenir özlemimizi öyle giderirdik.
Dağlarda kırlarda kuzu kovalardık.
Annesi ile buluşturmanın o en üst seviye hazına tanık olurduk
Biz çok şanslı bir nesildik.
Tehlike yok akşama kadar dışardaydık.
Gece karanlığına kadar sokaktaydık.
Çünkü dost da belliydi düşmanda.
O zamanlar insan bu kadar kötü olmamıştı.
O zaman daha insan insanlıktan çıkmamış,
Kan su olmamış, kardeşlik beş kuruşa düşmemişti.
O zaman insanlar bu kadar hissiz/robot olmamıştı.
Sokaklar tehlikeli değildi.
Hayatın tadını en üst seviyede yaşayan çocuklardık.
Hayat zor değil malesef ki bizler zorlaştırdık.
Düştüğümüzde utanmadan, sıkılmadan ağlardık.
Mutlu olduğumuzda gülerdik
Çünkü biz çocuktuk,
Çünkü biz insandık,
Çünkü biz doğamız gereğini yapardık.
Bu bizim en tabi hakkımızdı.
Sonra o çok istediğimiz büyüme gerçekleşti,
Düşündüğümüz gibi malesef ki güzel değildi.
Çünkü her şey sahte idi.
Gerçeğe sanki ipotek koymuşlar.
Duygunu içinde yaşa diyorlar.
Sırrını dostuna bile verme diyorlar.
Ağlama ağlat diyorlar
Dedim galiba biz yanlış yere geldik!
Dediler yanlışlık yok.
Zaman böyle malesef
Dedim durdurun dünyayı öyleyse inecek var.
İnecek var vesselam…!
Yorumlar
Benzer Konular
Evet, düşündüm ve yaşayarak yazdım. Çünkü hayatımı bir kalem ile bir beyaz yaprağa sığdıracak kadar bir yaşam buldum. Bir kalem, bir beyaz sayfa ilk defa olarak hayatımı yazmaya razı oluyordu. Bu benim için bir kurtuluş idi. Kurtuluş için beyaz bir gemiyle bilmediğimiz limanlara yelken açarak bir başlangıç yaptık. Kalem ve...
Mahmur bakışına elâ gözüne Ne güzel yakışır sürme kara kız Yalnız ben olayım baktığın yerde Benden başkasını görme kara kız Bülbül olup konsam gonca gülüne Can feda edilir tatlı diline Papatya takayım zülfün teline Savur saçlarını örme kara kız Kiraz dudağına inci dişine Akıl firar eder bir gülüşüne Bir tek...
Saat karanlığın gözlerini göstermekte… Öyle can alıcı bir vakitte Gel ki, gitmek mümkün olmasin… Geceye bağlandi kalemim Onu yazdiran da bir başka, Yazamadan yapamiyor, Susmuş bur zifiriyi dile getirmek istiyor kalemiyle Noktasindan virgülüne kadar, Ağlat cümlelerinin noktalama işaretlerini desen ağlatamaz Çünkü yazar içinde hep bir ah yâr besler. Gizem’in kaleminden...
Ben anladım, sen anladın, o anlasın Mesajımız net bizim, herkes dinlesin Haykıralım onun adını, heryer inlesin Bugün Atatürkü, yazmak istedim Deftere KALEME sığarmı SANDIN Hitabeye KELAMA sığarmı SANDIN Ben ona İNANDIM ona güvendim Bugün Atatürkümü yazmak istedim Ne sayfalara sığarsın, ne satırlara Bu vatan azizdir bìze ! Senden hatıra Ne...
Evcilik oynarken bana hiç eşlik etmedin Leyla Köroğlu … Evcilik oynarken bana hiç eşlik etmedin Hayır hayır! Sitem değil kesinlikle, aksine realite. Ne vakit bebeğimin saçını tarasam , elinde tarak saçımı ördün. Ne zaman ninni söylesem , en güzel şarkıları fısıldadın. Ama hiç kahve yapmadım ben. Üst katın salonunu büyüttüğün...
Sınırsız hayallerim sandım gerçekleşecek Deli poyraz tutkular aralıksız esecek Gençliğimin baharı yemyeşil çiçek,çiçek Sandım fark eden değil, fark edilen ben oldum Ben Hulusi kalp ile el uzattım herkese Bir türlü yok olmadı gönlümdeki vesvese Hep duyarlı davrandım, kulak verdim her sese Asla çark eden değil, çark edilen ben oldum Bitmeyen...