“İnsanlar ölümlerinde de yaşamlarında oldukları kadar karmaşık varlıklardı.”
“Korku insanları öngörülemez kılardı.”
“İnsanlar birbirlerini öldürmeye on dördüncü yüzyılda da bugün olduğu kadar meyilliydi.”
“Dikmenin de sökmenin de zamanı vardır,”
Bu haftasonu Simon Beckett’in “Huzursuz Ölüler” kitabının yorumu ile geldim. Yine bir David Hunter roman’nın okuyub bitirdim. Adil antropolog David Hunter bulunduğu son vakadan sonra hiç calışmıyor. Ama Londra yakınlarında yerleşen kasabada bir ceset bulunuyor ve yine yardıma kahramanımız David Hunter koşuyor. Kasabada tanınmış Sör Stephen Villers’in oğlu Leo Villiers kayıb bununla yanı sıra Leo’nun evli bir genç kadın Emma Derby ile ilişkisi olduğu söyleniyor, gerçi Emma Derbyde kayıb ama genç kadının cesedi veya kendi ortaklıkda yok. Leo’nun cesedinden sonra Mark isminde diger bir kişininde cesedi bulunmakdadır. Bu olaylar ile yanaşı dedektif Lundy infaz edilir. Kitabdakı olayların sonu’nu merak ediyor olursanız o zaman yazar Simon Beckett’in “Huzursuz Ölüler” kitabını okumanızı tavsiye ederim. Buradan kitabı okumağı bana öneren ve emeği kecen kitap arkadașıma çok teşekkür ederim. Sisli bir Sonbahar gününde kitapla kalmanızı dilerim.