HİROŞİMA SEVGİLİM
MARGUERITE DURAS
118 SAYFA
Bir şehir bütünüyle yerden yükseltilip küller halinde tekrar aşağı serpilecek.
1. Pankart:
Bir atom bombası
20.000 sıradan bombaya eşitse.
2. Pankart:
Bir hidrojen bombası ise 1.500 atom bombasına eşitse.
3. Pankart:
Bugün dünyada yapılan 40.000 atom ve hidrojen
bombası neye eşittir?
4. Pankart:
Yeryüzüne atılan
10 hidrojen bombası yeniden tarih öncesine
dönmek demektir.
5.Pankart:
40.000 hidrojen
ve atom bombası nedir?
Fransız bir kadın, oyuncu.
Japon bir erkek, mimar.
Barış konulu bir fim çekmek için Japonya’ya gelen kadın, ülkesine dönmeden bir gün önce tek gecelik bir aşk yaşar Japon mimarla.
Nevers’lidir kadın. İlk aşkıda bir Alman subaydır. Yıl 1944.Fransız düşmanı bir askere aşık olmuştur kadın. Birbirine düşman olması gerekirken aşka yenik düşmüş iki gençtir onlar sadece. Aşkları öğrenildiğinde saçları kazınarak bir mahzene kapatılır kadın. Delirmiştir aşkından. Ama Hiroşima’ya atılan bombadan sonra hayata karışacak hale gelir ve yıllar boyu kimseye anlatamaz bu sırrı.
Sırrını anlattığı ilk kişi o tek gecelik ilişki yaşadığı Japon mimar olur.
Kadın ve erkeğin diyalogları ile ilerleyen hikayemizde isimler yok. Nevers ve Hiroşima var. Kadın Nevers’dir, adam Hiroşima. Bir aşk hikayesi değil anlatılan. Bir acı hikayesi hatta okuma arkadaşlarımdan sevgili Yeşim’in dediği gibi insanlık adına bir pişmanlık hikayesi. Tek bir savaş sahnesi olmadan savaşın yıkıcılığını, vahşetini muhteşem anlatan bir hikaye üstelik. Savaşın bıraktığı acılar, geçmişin izleri, sırlar, pişmanlıklar, suçluluk duygusu. Diyaloglar o kadar güçlü ve düşündürücü ki. Yer yer şiirsel bir anlatım. Erkeğin çektiği vicdan azabı ve suçluluk duygusu, kadının büyük sırrı ve aralarında kurulan bir köprü. Erkek kahramanımız mimar ya hani, kadınla arasında bir köprü kuruyor (ben böyle hissettim) adeta ve yaşanan bir kaçamak gecesi ile savaşın bıraktığı izler akıyor satırlara. Çok severek ve etkilenerek okudum. Elbette ardından da filmini izledim. Kesinlikle tavsiyemdir, çok başarılı bir hikaye. Tanışın mutlaka.
Daha tam ölmemiştin.
Anlattım hikayemizi.
Seni aldattım bu gece, bu yabancıyla.
Anlattım hikayemizi.
Anlatılabilir bir hikayeymiş demek.
On dört yıldır bulamamıştım. İmkansız bir aşkın tadını.
Nevers’den beri.
Seni nasıl unutuyorum, bak …
Bak nasıl unuttum seni.
Bak bana.
Bomba atıldıktan sonra çekilmiş bir Hiroşima fotoğrafı, yeryüzündeki öbür çöllere ilintisi olmayan “yeni bir çöl”.
Kadınlar sakat çocuklar, korkunç yaratıklar doğurma tehlikesiyle karşı karşıya ama gene de sürüp gidiyor bu.
Erkekler kısırlık tehlikesiyle karşı karşıya ama gene de sürüp gidiyor hayat.
Yağmur korku salıyor insanın içine.
Büyük Okyanus’un sularına yağan kül yağmuru.
Öldürüyor okyanusun suları.
Okyanusun balıkçıları öldü.
İki yüz bin ölü.
Seksen bin yaralı.
Dokuz saniyede. Resmi rakamlar bunlar.
Aşktan başka yurdum yoktu artık benim.
Severken her kadının gözleri güzeldir.
Kadın bu erkeğe -Hiroşima’da- yeryüzünde onun için en değerli olan şeyi verir, bugünkü kendini. Nevers’de ölen aşkından sağ kalan benliğini.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN