Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

HİNDİSTAN’DA TANIŞMA

HİNDİSTAN’DA TANIŞMA
22 Nisan 2024 15:50
160
A+
A-

Yazar… Yazar okuyucunun tenkitlerini bekler. Tenkit asırları aşan bir doğu geleneği… Ve bu gelenek kutsal vazife gibi devredilmiş. Devredilenleri gıda yapmak ve zevkin doruğunda yaşatmak yazarlara düşen görev… Doğu’nun devredilen kitapları tatlı gıda… Cesaretle yüklenen kitapları zevkle okudum. Herkesin çadır hokkabazlığına çıktığı bugünlerde düşüncenin hala var olduğunu ispatlamaya çağırmaktaydılar. Çağıranlarla beraber Hindistan’dayım. Hindistan’da dostlarım Amerika’da öğrenim görmüş bir profesörle tanıştırdılar. Profesör benimle birlikte dostlarıma sevgiyle baktı. Bize sevgiyle bakarken, Profesör Amerika tarihini kirli bir tarak gibi cebinde taşıyordu. Kirli tarağın dişleri arasında kalan saç kirini taşımak zorunda olduğunu itiraf eder gibiydi. Çok değil daha dün sürgün yeri ve eşkıyayla teröristlerin ülkesinde ömrünü geçirmişti. Ama kısa zamanda aşağılardan gelip, dünyanın gözde ülkesi olmuştu… Halbuki Amerikalının yedinci ceddi dünyaya gelmemişken Doğu medeniyeti vardı. Ve Doğu dünya haritasında ve haritada en göz önünde olan idi. Doğu’yu tanıyanlar çocuklarını ninnileriyle uyuturlardı. Bu ninniler ne korkutucu, ne de dehşetleri idi… Tek kelime ile Doğu’ya duydukları sevgiydi. Bu sevgi hala bazı coğrafyalarda hikaye olarak dilden dile dolaşılarak anlatılır. Ama ne var ki Büyük Doğu’yu medeniyetinden kopardılar. Büyük devletin ideallerinden koparanlar, küçük devletin arka odalarında tekrar yeşertmeye kalktı. Ama ne yazık ki artık yabancı hafiyelerin gözetiminde… Konuştukları ve düşünceleri onlardan önce yabancı ajanların sansüründen geçiyordu. Kimse hafiyelerin izni olmadan ne düşünebilir, ne de konuşabilirdi. Bilim ve ilimden uzak tutarak çocukların irtibatını da kestiler. Ebeveynler içlerine dönerken, çocuklar öğrendikleriyle kafeslerinden uçtular. Çünkü çocuklar Doğu’yu değil, Amerika’yı taklit ettirilmeye zorlanmakta… Başkalarını taklit muhabbeti başını alıp gidiyor. Bir facianın içine düşürülmüş ve faciadan da kurtulamıyorlar.

Ibrahim Ayğırcı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.