“Köyün levhasına son kez dokundu. Geriden ne gelen vardı ne de giden… Çelimsiz adımları yoluna devam etti ama kara gözlerinden damlayan yaşlara, hıçkırıkları da eklenmişti. Tekrar geriye dönüp; yamaçta bulunan mezarlığa, harman yerine, göremediği evlerinin yanındaki tepeye baktı. Gözyaşları, baktığı her yere sanki damlalarını bırakmıştı…”