

Gönlüme sızan yaşlar ateşimi öldürmez.
Uykusuz gecelerim düşlerimi söndürmez.
Matem kuyularından felek beni çıkarmaz.
Derin buhranlardayım hicran sürgünlerinde.
***
Giydirdiler ruhumu sancılı bir kefenden.
Örttüler üzerimi acun atmosferinden.
Prangaya vurdular kader zincirlerinden.
Esaret hapsindeyim kahır kodeslerinde.
***
Rahman olan cananım, beni neden eyledin?
Sırtıma elem dolu ağır vebal yükledin.
Çileli sandukamda mahşerime gizledin.
Savrulup duruyorum çıkmaz dehlizlerimde.
***
Deli divane oldum, derde düştüm düşeli,
Kimi zavallı dedi, kimi ermiş ve veli…
Meczup olup da Mevlam, sana küstüm küseli,
Hüzün tufanındayım, gurbetin çöllerinde.
***
Affımı istiyorum, beraatimi bildir!
Celladıma haber sal, sensiz günleri sildir!
Vuslatın bıçağıyla kabuklarımı dildir!
Ağır yanıklardayım azap çemberlerinde.
***
Aşkın yalın haliyle yalım yalım yanarım.
Sanma ki bu dünyanın yalanıyla kanarım.
Senden ırak cenneti ben cehennem sanarım.
Dirilt beni külümden hakikat mevkisinde!
***
Beşer gözüm, neyleyim; oy, çıkart çukurundan!
Aç kalbimin gözünü, ayırma huzurundan!
Bir çiçek yeter bana, bir lale kokusundan
Mahrum etme ne olur, arşının sinesinde!
***
Ben aşkının nârında, piştim yangına döndüm.
Hangi yöne baktıysam sadece seni gördüm.
Hayaline sığındım, mülteciye dönüştüm.
Muhacirim ya Rabbim, ensar ol hicretimde!
***
İltica istiyorum, Beytullah‘ı aç bana!
Firakın ızdırabı gayri yetti bu cana!
Bin parçaya ayrılıp bir kez kavuşsam sana,
Sonsuz kere böl beni vahdetin neşterinde!
***
Mecnun oldum sevgili, aklım başımdan gitti.
Bir seni bulmak için mesafeler de bitti.
Zaman dahi yoruldu, Ersin de serden geçti…
Vuslatı istiyorum, yârim ol rahmetinde!
Ersin AYDIN