MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ
“Sümerlerin bundan binlerce yıl önce yaşamış olan kahramanı Gılgameş ( Uruk şehrinin kralıydı ) yaşadığı çağdan itibaren yüzyıllar boyunca ağızdan ağıza geçtikten sonra çivi yazısıyla destan halinde tabletlere yazılmıştır. Kazılardan çıkarılan bu tabletlerin kırıkları ve bozuklukları nedeniyle metnin birçok yerinde boşluklar bulunmaktadır. Metnin %60 ı eksiktir.” der.
Gılgameş’ın babası, kendinden önce kral olan Lugalbanda, annesi tanrıça Ninsun’dur. Bu yüzden Gılgameş’ın üçte biri insan, üçte ikisi tanrıymış.
Fırat Nehri’nin bugünkü yatağının doğusunda bulunan, antik bir Sümer şehri olan Uruk’ta gelişiyor olaylar. Gılgameş yakın arkadaşı Enkidu ile birlikte birçok zorluğa göğüs gerer, Ejder Huvava’yı ve Gök Boğasını alt ederler ve Gılgameş krallığın yanı sıra kahramanlık ünvanını da alır.
Gılgameş yakın arkadaşı Enkidu’nun hastalanıp ölmesi ile birlikte çok acı çeker, yıkılır ve o andan itibaren kendinin de ölümsüz olmak isteyeceğini düşündüğünden, ölümsüzlük arayışı içine girer ve bu uğurda sora sora bunun formülünü vermesi için Utanapiştim’i bulmak üzere yollara düşer.
Çok tanrılı bir dine sahip olan Sümerlerin bu hikaye örgüsünde, Tanrı ve Tanrıçalar çokça görülmektedir. Tabletlerde Tufan olayından da bahsedildiği ve destanda Gılgameş’ın tutkuları, sevinçleri, acıları, umutları ve hayal kırıklıkları anlatılıyor.
GÜLENAY GÜNEŞ