DEAN R. KOONTZ
272 SAYFA
Gece kocaman, küflü bir mahzen gibiydi. Sürünerek ilerleyenlerin yuvasıydı. Gözleri, kulakları vardı gecenin. Dehşet verici, hırıltılı bir sesi vardı.
Anne ve babası boşandıktan sonra annesi ile başka bir kasabaya taşınan Colin, sürekli bilim kurgu ve fantastik kitaplar okuyan, kendi halinde, sessiz sakin bir çocuktur. Kasabanın en popüleri Roy, kasabaya geldikleri andan itibaren Colin ile arkadaş olur. Buna hiç anlam veremez Colin, kendi gibi silik bir çocukla ne işi vardır ki tüm kasabanın gözdesinin? Fakat bu durum bir yandan da oldukça hoşuna gider. Onu seçmiştir Roy en yakın arkadaş olarak. Gittikleri her yerde onun sayesinde ilgi görmektedir.
Colin, zaman geçtikçe gariplikler sezmeye başlar Roy’da ve bu durum onu tedirgin eder. Çünkü sürekli bir şeylere zarar vermekten hatta öldürmekten bahsetmektedir. Başta bunu bir oyun olarak düşünsede bir gece araba hurdalığında yaşadığı dehşet, Roy’un hiçte umduğu mükemmel arkadaş olmadığını anlamasına sebep olur. Öğrendiği gerçekler kan donduran türdendir. Nedir Roy’u bu ürkütücü ve korkunç düşünenlere yönelten sır?
Oldukça akıcı, merak uyandıran, psikolojik analizlerin gayet başarılı yapıldığı ve gerilimin yeterli dozda olduğu bir hikaye okudum Koontz kaleminden ve hem sinirlenerek hemde hüzünlenerek bitirdim kitabı. 14 yaşındaki bu iki çocuğun hikayesi rahatsız edici, üzücü, bu boyutta olmasa bile çevremizde denk gelebileceğimiz türden. Çocuklarını dinlemeyen ana-babalar, sevgi ve ilgi eksikliği, gerçeklere sırt çevirmek çok acı sonuçlara ulaşabiliyor maalesef. Fantastik-gerilim ağırlıklı yazan Koontz hüzünlendirdi bu kez beni.
Hayatta gerçekten korkulması gereken o kadar çok şey varken, neden kafamda hayali korkular, var olmayan canavarlar icat edeyim ki?
Biz özel kişileriz Colin. Hemde çok özel kişileriz. İkimiz aynı türdeniz.
İkimizde önemli seylere ilgi duyuyoruz. Acıya ve ölüme.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN