DANSÖZ
ÇİĞDEM KÖROĞLU
270 SAYFA
Aşkta susmak, kaybetmemek adına en büyük fedakarlıktı.
Bile isteye seçmişti Mihra dans etmeyi, dansöz olmayı. Çünkü dans etmek onun yaralarını sarma şekliydi. Annesine, onu yarı yolda bırakanlara, hayata isyanıydı. Geçmişten intikam alma, geleceğe güvenle bakma sebebiydi. Çünkü sadece dans ederken her şeyden uzaklaşıp huzur bulabiliyordu.
Bir gün sahnesini bitirip soyunma odasına döndüğünde karşılaştığı ilginç hediye ve ardından karşısına çıkan gizemli adam Alsar ile bilinmez bir yola adım atar Mihra. Kimdi bu Alsar ve ondan ne istiyordu? Tüm kurtulma çabalarına rağmen kaderleri bir yazılan bu ikilinin hayatında neler yaşanacak? Geçmişteki sırlar birbir ortaya dökülürken kimin yaraları daha can yakıcı? Peki bu iki yaralı kalp birbirlerine ne kadar iyi gelecek? Mihra’nın gel gitleri, Alsar’ın kuralları derken birde Serden’in hayatlarına dahil olmasıyla olaylar bambaşka bir yöne kayıyor.
Sevgili Çiğdem ‘in kaleminden hüzünlü bir hikaye eşlik etti bana. Zor yaşamlara şahitlik ettim. Aile kavramı, sevgi eksikliği, ihanet, aşk pek çok konuya değinmiş Mihra-Alsar ve Serden’in hikayesinde yazarımız. Hele bir anne figürü var ki çok çok sinir edecek ve üzecek sizi. Herkes anne olmamalı, olamıyor dedirtti bana. Daha önce Nekre ve İstasyon kitaplarını da severek okuduğum sevgili Çiğdem’e sevgiler yolluyorum. Yüreğine sağlık canım.
Susmak, konuşmaktan daha tehlikeli bir eylemdi. Özellikle içini dışına yansıtmayan insanlar için.
Hayat ağlamak için oldukça kısa, gülmek ömrü uzatır. Diyelim ki uzatmadı en azından yaşadığını anlayarak veda etmiş olursun.
Benden gitme…
Mutluluk dediğin arayıştır. Ne aradığını biliyorsan mutlu, bilmiyorsan hep mutsuzsundur. Geçmişi aradın, geleceği aradın, bir arayış içinde savrulup durdun. Mutluluk dediğin geçmişte değil, gelecek dediğin zaten bilinmezlik. Mutluluk dediğin andadır. Anın içinde arayacaksın. Büyük anlamlar yüklemeden anın içinden bulup çıkaracaksın.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN