Öykü Atatürk Bulvarı’nda boş bulduğu ilk banka çökmüş, dudaklarını iki tarafa oynatıp duruyordu. Kendi kendine konuşuyordu kuşkusuz. Üzerinde yıpranmış bir mont, onun içinde de kırmızıdan alaya evirilmiş bir gömlek vardı. Spor ayakkabı giymişti ama onlarda eski püsküydü. Saçları uzamıştı. Yabancı bir şehirde olduğunu bilmeseydi, birilerinin yanına oturup sohbet etmek isterdi...
“Ölüm aldığı hiçbir şeyi geri vermeyen korkunç bir şey.” “Ölümün inkâr edilemez gerçekliği karşısında hüzünlü bir duyguya kapılırdı hep, renksiz bir yalnızlık duygusuna. Hayat inanılmaz derecede kırılgandı.” Yazar Lars Kepler’in Ikinci kitabı olan” Infazcı” eserini Ağustos ayında okuyub bitirdim yorumlamak ise bu güne kismet oldu. Stockholmda bir yatta genç kadın...
MİNE SÖĞÜT’ÜN KIRMIZI ZAMAN ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR Arzu ORTAÖREN … Yaşamanın ilk şartı bir gün mutlaka ölmektir. Birbirinden bağımsız başlayan hayat hikayeleri, ilmek ilmek dokunan acılar, gerçeğin içinde, gerçeğin dışında iç içe geçmiş yaşamlar. Geçimini çöp toplayarak sağlayan bir baba ve temizliğe giden bir anne ile tüm imkansızlıklara rağmen...
Her İnsanoğluna kanma Gerçeği kusar mı sandın Bozkurtları çakal sanma Kenarda pusar mı sandın Burada olur mu hurma Boşuna hayaller kurma Her baltayı taşa vurma Baltayı keser mi sandın Eller böyle demiş eller Neyi okur neyi beller Akşam üstü esen yeller Sabah da eser mi sandın Etme eyleme be hacı...