BİR EVLİLİKTEN SAHNELER
İNGMAR BERGMAN
130 SAYFA
İki insan bütün hayatları boyunca beraber yaşayabilir mi gerçekten? Ne dersin?
Kariyeri boyunca altmışın üzerinde film yönetmiş, 170 oyun sahnelemiş, yüzün üzerinde kitap ve makale kaleme almış olan film ve tiyatro yönetmeni, yazar ve dramaturg İngmar Bergman, çağının en büyük sanatçıları arasında yer alır diyor arka kapak tanıtımında kitabın. Bu değerli kalemden bir senaryo metni okuduk sevgili grup arkadaşlarımla. Benim içinde güzel bir deneyim oldu.
1918-2007 yılları arasında yaşayan Bergman, sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden biri kabul ediliyor. Tüm eserlerinde Shakespeare, Moliére, Ibsen ve Strindberg’in yoğun tesiri altında kalan Bergman’ın ölüm gerçeği, bozulan aile düzeni, modern hayatla çatışan arzular sıklıkla işlediği ana temalar arasında. 7.Mühür, Yabancı Çilekleri, Persona, Bir Evlilikten Sahneler en önemli eserleri. 1972 yılı Mayıs ayında mini dizi olarak çekilen “Bir Evlilikten Sahneler ” uluslararası bir başarı kazanır, kısaltılarak film versiyonu yayınlanır ve Bergman’ın o güne kadar en çok seyredilen filmi haline gelir. Ayrıca sanatçının tiyatroya uyarladığı tek filmidir.
Marianne ve Johan baş karakterlerimiz hikayemizde. Mutlu ve ideal bir evli çift modeli sergileyen ikilinin boşanma süreci, özellikle evliliğin boyunduruğundan kurtulup, her anlamda özgürleşen bir kadın profili ana temamız. Altı bölümlük bu mini dizi senaryosu boyunca boşanma avukatı olan Marianne ve psikoloji okuru Johan’ın evliliklerinin sona erişine eşlik ettik hem okurken hem diziyi izlerken. Kendileriyle çeliştiler, bazen çocuklaşıp bazen yetişkin oldular. Saçmaladılar, sinirlendiler, duygusallaştılar, bencilleştiler. Pek çok duygu içiçe geçti. Bir yıkımdan iki yeni insanın doğuşuna tanık olduk. Dediğim gibi ilginç bir okuma oldu benim için.
Kadın hakları mücadelesi çok eskide kaldı Marianne. Kadınlar artık canları ne isterse yapabilir ama sorun yapmamaları.
Sen ve ben her tarafını iyice kapadığımız, hava almayan bir hayat yarattık kendimize, her şeyin bir düzeni vardı, her çatlak anında kapatıldı, her şey yolundaydı. Havasız kaldık, boğulduk.
Cehennem kimsenin sorunlara artık bir çözüm olduğunu düşünmediği yerdir.
Yalnızlığın mutlak olduğunu anlayarak yaşamalısın. O zaman söylenmeyi, şikayet etmeyi bırakırsın, işte o zaman insan kendini güvende hisseder.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN