MUTSUZLUK GÜNLERİ Erdoğan Cihan … Nedir bu mutluluk denen şey? Gökyüzü bulutlarına kuşlar uçurdum Arasalar bulurlar mı? Ak kağıtlardan gemiler inşa ettim Saldım sulara bulurlar mı? Hangi taşın altında, hangi kuytuda Arasalar bulurlar mı? Yol sorsam çoban çeşmelerine Döne döne akan nehirlere Mutluluğun yerini bilen var m? Gözyaşım bir avuç...
Islak bir şiir bu, sen güzel kız bul, hayalinde ki, beni… Ben yoruldum, yaşlandım, kuru dal sanıp, hep yaşlara yaslandım. Oysa, annem, dağ olsa, güvenme derdi, dinlemedim. Kuru ayaz, kutup soğuğu ciğerlerimde, bir kanser gibi sevgisizliğim, mutluluk hissi neydi, bilmediğim. Islanmışım, anlayacağın ta iliklerime kadar. Islak bir şiir bu, sen...
Bin bir yalan ile uyutuyorsun,Akılsız başları avutuyorsun,Halkı birbirinden sovutuyorsun,Kazların tüyünü yoluyorsun sen. Yalanı kendine etmişsin yoldaş,Hırsızlar seninle iyi arkadaş,Fakir sofrasında bulamazken aş,Ekmeği sofradan çalıyorsun sen. Umut ekiyorsun,kupkuru umut,Ne mercimek kaldı,ne biraz nohut,Yurdumuzu sardı,bir kısım haydut,İçimize korku,salıyorsun sen. Biri bin ederek anlat yiyen var,Eşi yok bulunmaz,lider diyen var,Biçtiğin her sırtı alıp...
Yoksa sen de öldüreceksin beni Tekin Çakıcı … Sensiz geçen günlerimde Dünya kapkaranlık gözlerimde Hiçbir şey sarmıyor beni Yokluğunda attığım her adımda Hüzün doluyor içime Hasretinin acısı dağılıyor ciğerimi Dermansız hasta gibiyim Sararan sonbahar yaprakları gibi Kopup düşecek gibiyim yerlere Üstelik çocukluk arkadaşımdın benim sen Daha papatyaları bir bir yolarken...
Koca şehirde yabancıyım ben bu gece Sisler içinde yürüyorum yavaş ve sessizce Sirenler eşliğinde dilimde bir şarkı hece hece Şimdi koca şehirde yabancıyım ben bu gece Belki deliyim,belki divane, öylesine avare Derdim nedir bilir misiniz? Var mı ki çare Dönüşü varmı bu yolun, haber edin o yâre Bilsin, koca şehirde...
Gitme, daha erken, n’olur, kal bir az, Geçirelim bu baharı, gidersin. Bir ıslanıp yağmurunda hazanın Karşılayalım ilk karı, gidersin. Kaçmıyoruz, gidersin de, azizim, Gitme, hele bir bak nedir son sözüm, Bekle biraz, ne yaşımız var bizim?! Bırak olsun ömür yarı, gidersin. Bir gün ölsem bu dertle, bu azarla, Konum-komşu mezarımı...