ZÜLFÜ LİVANELİ
Kitap bitmeden önce ve bittikten sonra okuduğum kitap yorumlarında ağırlıkta bir “vasat ve beğenmeme” görüşü hakimdi. Tabii bu benim okuduğum ilk Livaneli kitabı olduğu için olsa gerek, herhangi beklentim veya kriterim yoktu. Ben kitabı beğenmedim diyemem ancak arka kapakta bahsi geçen göçmen meselesi ve kapitalist düzenin getirdiği rant hırsları gibi konulara yazarın çok da odaklanmadan hafif dokunuşlar yaptığını gözlemledim. Bana göre kitap, ağırlıkta bir aile dramı ve üstüne kurulu hassas konulardan ibaretti. Kitapta kayınvalide Raziye, onun kızı ve baş karakterlerden biri olan Mesude ve Afgan kadın Zilha’nın güçlü kadın profili çizmesi de ayrı bir ayrıntıydı.
Kitabın konusuna gelecek olursak, bebeklerini denizin aldığı, ‘denizde yok olan’ bir ailenin, göçmen botlarıyla gelen mültecilerden yarı baygın halde olan Mustafa tarafından bulunmuş ve sahip çıkılmış Samir Bebek ve sonrasında anne vicdanı ile rahat edemeyen Mesude’nin bebeği asıl annesine verişi ve sonrasında bebeğin tekrar Mesude ve Mustafa’ya geri verilmesi hikayesi anlatılıyor.
Bunlara paralel olarak yukarıda da bahsettiğim rant hırsıyla köyleri , dağları, kıyıları ele geçirmek isteyen kapitalist güçlerden bahsediliyordu.
GÜLENAY GÜNEŞ