Sorun, boş kalan tenekeyse, heybeyse, gün olur çalışır doldurursun. Boş olan mide ise; tam arzu ettiğin gibi olmasa da bir şeyler bulup, açlığını giderirsin. Boş kalan beynimizi de, ihtiyacımıza, beklentimize ve kapasitemize göre doğru-yanlış bir şeylerle doldururuz. Bunların hepsi önemli ve önceliklidir. Fakat hepsinden önemlisi; niyet, hedef, gayret, alınan mesafe ve varılan neticedir.
Cumhuriyetimiz yüzüncü kuruluş yılını geride bırakırken, birlikte yola çıktığımız diğer toplumların neden gerisinde kaldık? Neden tam demokratik, bağımsız, hak eksenli modern anayasal hukuk devleti olamadık?
Ve bu tür sorular, neden toplumun kafasında öncelikli değil?
Niyet önemli, talep önemli fakat; girişime dönüşmüyorsa, masalları süslüyor.
Dervişin biri, yaşamını yaya olarak sürdürmekten yorgun düşmüş ve yaradan’a şöyle dua etmiş:
“Allah’ım fazlasında gözüm yok, bana da en azından bir at nasip eyle”
Daha yüz metre yürümeden yerde bir nal bulmuş. Hayranlıkla ve şaşkınlıkla şöyle haykırmış:
“Allah’ım büyüksün, daha isteyeli bir saat olmadı. Bir nal buldum, kaldı üç nal ile bir at”
Buradan hareketle herkes kendini sorgulamalı değil mi?
Neye niyet ettik, ne yaptık, ne bulduk ve geriye ne noksanımız var?
Ali Rıza Malkoç