Türü: Toplumsal Gerçekçi Çocuk denilecek yaşlarda işçilik hayatına başlayan Rıza Bey emeklilik şartlarına yerine getirdiği için daha yaşı kırka basar basmaz en son çalıştığı işyerinden zorunlu emekli edilir. Ancak kendisine bağlanan tekaüt aylığı çalışırken aldığı aylığın yarısı bile değildir. Fabrikaya başlamadan önce köyünde çiftçilik yapan, davar güden Rıza Bey tabiri...
“Yolun Sonunda Kendimizi Bulmak: İçsel Dönüşüm ve Bilgelik” Yolun sonunun nereye çıkacağını bilemeyiz. Önemli olan yola devam edebilmektir. Her dönemeçte insan biraz daha yorulur. Yorgun adımların durağına ulaşır… Hayatın iniş çıkışları yoldaki izleri taşır. Asıl yolculuk sonsuzluğun ardında gizlidir! Yıldızlarla dolu gökyüzü, sonsuzluğa açılan bir kapı gibi parlıyordu. Yolun sonu,...
Ahlak yoksa ahlak…! Beden, abdest mi tutar…; Abdest…., Abdest olur mu ki, o zaman…?! Zàten riyã dolu…, Koskoca bir zahmetle…, Taşınması; Nâfile bir yük.. .! Etmedikçe sahibi…, Edep için…., Tövbeyi istiğfâr…. Ahlaksızın…; Ne abdestini, ne secdesini; Etmez ki kâbûl…, Vallâhi toprak bile o zaman… ! Böyle bir cesedin varlığı…, Leşten...
Bir tek seni sevdim sana tutuştum Hayallerde bile hep sana koştum Senin için yazdım çağladım taştım Bu gönül heybemi ben sana açtım. Hevesmi ki bilmem aşkın ateşi Akıl sır erdirmem bende bu işi Gönül tutuşunca parlar güneşi Bu gönül heybemi ben sana açtım. Nehir idi sevgim göl oldu sana Aşkı’mı...