Hastane önünde incir ağacı
Anam ağacı…
Doktor bulamadı bana ilacı
Anam ilacı…
Baştabip geliyor zehirden acı
Garip kaldım yüreğime dert oldu
Anam dert oldu…
Ellerin vatanı bana yurt oldu
Anam yurt oldu…
Mezarımı kazın bayıra düze
Anam oy düze…
Yönünü çevirin sıladan yüze
Anam o yüze…
Benden selam söylen sevdiğimize
Sevdiğimize…
Başına koysun karalar bağlasın
Anam bağlasın…
Gurbet elde kaldım diye ağlasın
Anam ağlasın…
Bu türküyü biliyorsunuzdur ve mutlaka dinlemişsinizdir. Ne kadar da içimize; en derinimize dokunan bir ezgisi ve sözleri var değil mi? Çünkü Türk halk müziği ezgileri yani türkülerimizin hep bir yaşanmışlığı, bir hikayesi var. Anadolu’da bir felaket ya da güzel bir olay yaşandığında, bu olay destanlaşıp dilden dile söylenir ve o yörenin aşıkları tarafından ezgileştirilir; tıpkı Yozgat/Akdağmadeni yöresine ait “hastane önünde incir ağacı” türküsünde olduğu gibi…
Üstelik anlatılanlara göre, “hastane önünde incir ağacı” türküsünün birbirinden farklı iki hüzünlü hikayesi var.