Boğazıma takılıyor ömrüm, ömrümden ömür gidiyor. Acının tarifini yapamadım daha, acıdıkça diriliyor ömür. * Yaşamak var ya şimdi. ölümlüler arasında yaşamak, aslında yaşayamamak bir yerde, ya da doğurarak acıyı ölmekti. * Boğazıma takılıyor işte her nefesim, gücüm yetmiyor sesimi çıkarmaya, seslensem duyan da yok ya şimdi, istediğim gibi savururum küfürleri....
Bir yıl daha geçip gitti yine, Beni üzen o eski hüzünlü sayfaları hatırlamak istemiyorum artık bu sene de, Belki güzel olur belki de dokunur hüzün yüreğimin taa derinine, Ama hiçbir farkı yok ki, aynı geliyor bana her şey biliyor musun yıllar geçse bile. Camdan dışarıya bakıyorum öyle buğulu gözlerle, İnsanlar...
Gitme, daha erken, n’olur, kal bir az, Geçirelim bu baharı, gidersin. Bir ıslanıp yağmurunda hazanın Karşılayalım ilk karı, gidersin. Kaçmıyoruz, gidersin de, azizim, Gitme, hele bir bak nedir son sözüm, Bekle biraz, ne yaşımız var bizim?! Bırak olsun ömür yarı, gidersin. Bir gün ölsem bu dertle, bu azarla, Konum-komşu mezarımı...
güzdürkara bulutlar çöker kasabanın üstüne ben, dağ yollarına vururum kendimi dilimde anlaşılmaz bir türkü sen, yaranı deşersin hançeriyle eski sevgilinin Öner Fikri
Dalar gözleri uzaklara Gölgesinde saklı özlemi Bir kaçak sigara sarar titreyen elleri Kararmış demlikteki kaçak çay Gözleri dalar gençliğine Hasret çeker sevdiğine Güneşin doğuşunda uyanır Ölümü hissettiği an Dertleştiği Ağaç Gözyaşı döken gölge Gençliğinde silinen anıları Dertleştiği Ağaç Yapraklar dökülen Yalnızlığın ağacı Ahmet AKINCI