Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Diyarbakır Eğil’in Kısa Tarihî

Diyarbakır Eğil’in Kısa Tarihî
2 Haziran 2023 13:03
738
A+
A-

EĞİL KISA TARİHİ

Eğil; tarihte Asurlular, Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Büyük Selçuklu Devleti, Nisanoğulları

Beyliği, Huri, Mitanni, Urartu, Med, Pers, Akkoyunlular ve Safeviler gibi eski medeniyetlere ev

sahipliği yapan peygamber kabirlerinin yanı sıra kral mezarları ve o dönemin izlerini taşıyan eserleri

barındırıyor. Diyarbakır’ın 18 ilçesinden biri olan Eğil, tarih boyunca; Aşispalis (Asurca), Waleraseko

(Ermenice), Encil, Engilene, Angl (Süryanice), Eagle (Rumca), Gêl (Kürtçe) ve Eğil (Türkçe) adları ile

anıldığı tarihi belgelerde bilinmektedir. Eğil’in adı Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “Gel”

biçiminde geçmektedir. Bölgede yaşayan insanların bir bölümü bugün hala “Gel” olarak

ismini zikir etmektedir. Şeref Han’ın Şerefname adlı eserinde, Eğil’le ilgili şöyle bir bilgi

mevcuttur. “Bu Eğil, eğik bir kemer üzerinde kurulmuş, sağlam bir kaledir ve o kadar

yüksektir ki; ona bakan herkese korku ve vehim hâkim olur. Halkın ağzında ve dilinde dolaşan

söylentiye göre, “Allah’ın velilerinden biri oradan geçerken o kemere işaret edip Türkçe

olarak ‘Eğil’ demiş bunun üzerine kemer Allah’ın izniyle eğilmiş ve eğik bir durum halini

almıştır” diye geçmektedir. İnançların ve medeniyetlerin içe içe girdiği Eğil şuanda ezan

sesinin Müslümanlığın hâkim olduğu bir ilçedir. İlçe merkezde bir toplamda varlığını sürdüren

ama araştırılıp ilgi görmeyen muazzam üç büyük kaleyi sınırlarında barındırmakta olan ve

bilinmeyen bir sürü küçük kale ile varlığını sürdürmektedir. En önemlileri olan Asur kalesi,

Âmini(Yamani, Zişat) kalesi ve Selman (Cibeb) kalesidir. Bunların yanı sıra Kazanlı ve Sağlam

köyünde bilenen kaynaklarda olmayan iki tane kale daha bulunmaktadır. Kalelerin

rivayetelere göre birbirlerine yeraltında gizli geçitlerle bağlı olduğu söylenmektedir. Tabi

bunlar baraj gölünün altında kalması ve detaylı araştırma yapılmadığı için belgelenmemiştir.

İlçe kalelerin yan ısıra bir sürü tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. Asur kalesine oyulmuş

Asur kralı 3.Salmanasar’a ait olduğu söylenilen kral figürü ve çivi yazısıyla yazılımış kitabe yarı silinik

halde günbatımında tarihe tanıklığıyla varlığını sürdürmektedir. Kral mezarları, tarihi; hamamlar,

hanlar, camiler ve kilesiler de ilçenin tarihini ve kimliğini renklendiren diğer eserlerdir. İnanç

turizmine de ev sahipliği ile bilinen ilçe Kur’an da isimleri geçen İsrailoğullarına gönderilmiş, Hz.Elyesa

ve Hz.Zülkilf peygamberlerin kabrileri bulunmaktadır. Bunun yanısıra diğer inançların büyük din

adamları; II. Adey, Rahip Musa, Eğilli Yuhanna (Efesli Yuhanna) ve Theodoto gibi isimleri de

ilçenin tarihinde yer almaktadır. İlçede bulunan diğer tarihi eserler; Tekke Hamamı, Deran

Hamamı, Kale Hamamı, Tacıyan Camisi, Ermeni Süryani Kilisesi, Nisaoğlu Türbesi, Mağara Kilise,

Roma Kilisesi, Şahveliyan Kilisesi, Tekke Medrese, Kasım Bey Kümbeti, Şerbetin Han, Nebi Harun

Türbesi vb. tarihi yapılarda bulunmaktadır. Eserlerin çoğunluğu sular altında kalması,

ilgisizlikten yıkılması ve bazıları defineciler tarafından tahrip edilmesine rağmen kalıntılarıyla

halen adından söz ettirmektedir. İlçe gerek inanç gerekse kültür turizmiyle yıl içinde binlerce

kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Fakat ilçenin tarihi bilinmemekle beraber

araştırılmamakta gereken ilgi alaka gösterilmemekte ve arkeolojik kazı çalışmaları

yapılmamakta tarihin tozlu yapraklarında yitirilmektedir. Mezopotamya’nın tozunda ve Dicle

suları altında yosun tutulmasına göz yumulmaktadır. İlçede doğan yazar Nusret Aydın’ın “Eğil

Hükümdarları Tarihi” ve “Diyarbakır ve Mırdasiler Tarihi” kitapları bu bilgilere ışık tutan tek

eserlerdir. Her ne kadar bazı kitaplarda birazı anlatılsa da Eğil anlatımlardan daha köklü ve

tarihin önemli aile ferdidir. Yöre halkının anlattığı sıra dışı olayların tanık olduğu bir

medeniyetin harcıdır. Örneğin; Kalecik köyünün eski camisi gibi sahabeleri misafir edip barındırdığı için kutsal sayılan tarihi cami, yine Kalecik köyünde sular altında kalan doğal bir

mağaranın içinde kutsal sayılıp dokunulmayan balıklar ve Kazanlı köyünün sınırları içinde

baraj gölünün gövde kısmında köy halkının anlattıklarına göre büyük bir mağaranın olduğu

sonunun kimsenin cesaret edip gidemediği edenlerinde girip gaz lambalarının sönmesiyle

geri döndüğü bilinmeyin başka yönleriyle keşfedilmeye dilenen bir tarihi geçmişe sahiptir.

Ferhat KAYA

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.