MERHAMET Ebubekir Civelek … Ayrılık yokluklar diyarında bir gece vaktidir, Maviyken, Düşmek karanlıklara, Adressiz, kimsesiz kalmak, Terkedilmiş diyarda… Bir yara, Ömür boyu bir yük sırtında Bu öyle bir yara ki, Yaraların bile ağlar, Bu mahzun, Bu bedbaht hallerine Mevsimler renksizdir artık, Bir sürgün yeridir, Şiirin en tenha yeri Çığlık çığlığa...
Allah’a Yalvardım Durdum O yar beni sevsin bağlansın diye Her saat Allah’a yalvardım durdum Kondurdu başıma talih kuşunu Diyerek sevinçle çağladım durdum Koklarım sanmıştım gonca gülümü Bu sevdaya adamıştım ömrümü Zülfünün teline deli gönlümü Kör düğüm ederek bağladım durdum Senin için divaneyim deliyim Sevda ırmağının coşkun seliyim Dağlar aşıp gelen...
Türk edebiyatının köklü damarında şiir daima başat bir tür olmuştur. Sözlü geleneğin destanlarından başlayarak divan şairlerinin saraylarda okunan kasidelerine, halk ozanlarının meydanlarda sazla söylediği koşmalardan Cumhuriyet dönemi dergiciliğine kadar şiir, hem sanat hem de toplumsal söz olagelmiştir. Ancak şiirin yalnızca estetik bir ifade olmadığını, aynı zamanda bir pazar meselesi olduğunu...
Kalk oğlum kalk! Saat on olmuş. Bu neyin yatması bu saatte kadar? Bak gökyüzü masmavi, güneş pırıl pırıl. Bir çay koy kendine. Cuma pazarından aldığın sivri biberlerden kızart birkaç tane. Üstüne iki kaşık yoğurt koy. Sen seversin. Sahanda iki yumurta kır. Üzerine azıcık acı pul biber serpiştir. Zeytin, peynir çıkar...
Islak bir şiir bu, sen güzel kız bul, hayalinde ki, beni… Ben yoruldum, yaşlandım, kuru dal sanıp, hep yaşlara yaslandım. Oysa, annem, dağ olsa, güvenme derdi, dinlemedim. Kuru ayaz, kutup soğuğu ciğerlerimde, bir kanser gibi sevgisizliğim, mutluluk hissi neydi, bilmediğim. Islanmışım, anlayacağın ta iliklerime kadar. Islak bir şiir bu, sen...
NE DEYİM Ali Akın(Albazoğlu) iki adam ile çıktım bir yola, ikiside yolda,sattı ne deyim. İnsanlıktan nasip almamış beyler, Ona,buna çamur attı ne deyim. Halbuki biriyle yola çıkarden, Satana söverim demiş idim ben, Söveceğim utanırım kendimden, Güvenimi erken yıktı ne deyim. Öbürünü anlatmaya hiç değmez, Gavur parasıyla üç kuruş etmez,...