Sen gittiğin gün başladıGözlerim de yaş ,Sol yanım da sızılarım.Karanlık sokaklar,Geceler bitmiyor,Sökmüyor şafaklar.Kurudu dalındaSoldu yapraklar,Bülbül gül’eGül bübülü’ne hasret.Sen gittiğin günden beriBen bir boşlukta yım.İçiyorum hasretineGecenin kuytu koynunda,Meyim sen, kadehim sen,Kadehim deki tat sen.Sen gittğin den beridir,Bu Ada boş, anlamsız bana.Geceleri zehir zemberek,İçiyorum yokluğunaBaşım dumanlıGönül sarhoş,Üstüme yıkılıyor sanki her bir şeyTutunamıyor,Dayanamıyorum...
KATILMIYOR Alparslan Kunduz … Ey milletim bunlar bilmez Aç karnına yatılmıyor Bunların işine gelmez Bu görüşe katılmıyor Bak benim şekerim balım Alım gücü yok ki alım Bu ne tafra bu ne çalım İnan atsan atılmıyor Bizi böyle kim yoluyor Olan yoksula oluyor Herkes burnundan soluyor Bunlarada çatılmıyor Bak aynı telden...
Çocukken, dünyayı yeni yeni kavramaya başladığım yaşlarda, yolda, sokakta, orada burada gidip gelen, koşturan insanlara bakar düşünürdüm: Nereye gidiyor bunlar?.. Bu telaş nedir?.. Kimi kaygılı, kimi kararlı, mutlu, gamlı gamsız, kimi sorunlara boğulmuş; kısacası yaşama çabasıyla sürüklenen onlarca insan, onlarca farklı özellikte kişilik akıp gidiyordu… Ne güzellik değil mi? ...
(..Koca Dünya..) Ne alimler ne yazanlar Ne şairler ne ozanlar Ne abdallar ne gezenler Alıp gitti koca dünya *** Pir Sultanlar Nesimi’ler Ne de Bektaş- ı Veli’ler Koca Veysel Karani’ler Alıp gitti koca dünya *** Kime baki kaldı söyle Yalan dünya işte böyle Sultan Süleyman’ı bile Alıp gitti koca dünya…...
Duygumu yazarak paylaşıyorum Güzelse güzel de değilse deme Çağlayan ırmağım hep taşıyorum Güzelse güzel de değilse deme. İçimde ki aşkı yazıp çizerim Derya denizlerde daim yüzerim Tartarım ölçerim bakıp süzerim Güzelse güzel de değilse deme. Çok iyi şiirdir değip kandırma Yolun yarısında beni döndürme Gönlümü kırıp da közde yandırma Güzelse...
GÜLE GÜLE HOŞÇA KAL! Zeki Coşkunsu … “Bazıları ‘DETAYLI’ anlatır, küçüklere anlatır gibi. Bazıları ‘KARIŞIK’ anlatır, çünkü kafası karışıktır. Bazıları ‘KARMAŞIK’ anlatır, bilerek yapar bunu; ‘BİLGİÇ’tir. Bazıları ‘HİKÂYENİN ÖZÜ’nü söyler, Kısacıktır; gerisini dinleyene bırakır.” Kimi hikâyeler vardır, Hep yarımdır, hep noksan… Ne “güle güle” giden olur, Ne de “hoşça kal”an…!...