Dolunayda dans ederek yükselip,
kadim sırrın sihriyle sarhoş olan ruhlar…
Ayın ışıkları aşıkların üzerine
gümüşi damlalarla yağarken,
bir büyü uyanır ruhlarda;
sessizce yükselirken geceye doğru,
efsunlu fısıltılarla…
Bir dolunay akşamı sessiz bir sahil kenarında yalnız başıma yürürken denizin üzerinde oynaşan yakamozları gördüğümde, kelimelere böyle dökülmüştü içimdekiler. Bir anda duygusallaşmıştım. Konu deniz ve mehtap olunca normal aslında. Deniz ve mehtap, romantizmi tetikleyen ve insanın içini ısıtan duyguları ayaklandıran en önemli duygusal fonlardan biri değil midir?
Peki ama benim ve diğer insanların duyguları üzerinde bu denli etkili olabilen gökyüzünün gizemi ne? Belirli döngülerde hareket ederken, geceleri insanları ışığıyla duygusallaştıran ayın veya gündüzleri yaşam enerjisi olan güneşin sırrı ne?
İnsanoğlu en başından beri gökyüzünün sırlarını hep merak etmiş ki, bu konudaki araştırmaların yazılı tarihi, milattan önce 2500 yılında ilk kez Mezopotamya’da başlamış ve sonraki yüzyıllarda simya, meteoroloji ve tıp ile sıkı bir ilişki içerisinde olarak gök cisimlerinin ve diğer astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderine etkileri üzerine çalışmalar yapan astroloji ortaya çıkmış.
Ve bugün gelinen noktada da astrologlar, ay’ın duygularımızı ve güvenlik ihtiyacımızı anlattığını, güneş’in irademizi ve kendi arzularımızı nasıl ortaya koyduğumuzu gösterdiğini belirtiyorlar. Ve de ay’ın ve güneş’in gökyüzündeki döngüsel devinimlerinin yarattığı enerjilerin, duygu ve düşüncelerimize etkilerinden dolayı da ay ve güneş tutulmalarının çok önemli olduğunu her fırsatta vurguluyorlar.
Mesela ay tutulmalarında insanlar daha korkak ve daha tepkisel hale geliyormuş ki, bu ruh hali daha büyük güvensizliğin ortaya çıkması ya da insanlarla duygusal yüzleşmelerin yaşanması anlamını da taşıyabiliyormuş. Yani ay tutulması, insanları güvenli bölgelerinden uzaklaştırabiliyor ya da ay tutulmalarında insanların güvendikleri bir şey, kalıcı olarak başkalaşım geçirebiliyormuş.
Güneş tutulmasındaysa durum biraz daha farklıymış; ay, güneş ile kavuştuğundan, bu tutulmalar geçmişi yeni bir olay ile dönüştürüyormuş. Duygusal olarak artık hissettiklerinizi iradeye dökme fırsatıymış bu güneş tutulmaları…
Yani anlayacağınız tüm bu tutulmalar, hayatlarımıza dair perspektiflerimizde bir değişikliğin habercisi gibiymişler.