Maziden gelen sesler: Halide Halid Kibarlık, saygı görgünün temelidir Onunla doktor İsmayıl Güler’in vasıtasıyla tanıştım. O zamana kadar adını Türkiye basınından biliyordum. Birkaç röportajını izlemiştim. Şahsen evlerinde, samimi bir ortamda tanışmış oldum. İnsanın, hayatın tüm zorlukarına göğüs gererek başarıya ulaşması, tüm badireleri atlatması için yeteneği, aklı, bilgisi, sorumluluğu ile...
Kitaptaki şiirler kapağındaki samimiyet ifadesini hak ediyor. “Samimiyet”i kitabın her sayfasında bulacaksınız. Tüm şiir severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum ve tavsiye ediyorum… Şair, bu dünyadaki yaşamı ve herkese hitap eden yaşamsal doğruları ve gerçekleri kendi düşünce ve ifade derinliği ile şiirlerinde anlatmış. Şiirlerdeki ruh birçok kimsenin sessiz kaldığı yürekten...
Bazı duygular vardır,Kelimeler onlara ulaşamaz.Yetersiz kalırlar anlatmakta. Bazı duygular vardır,Bütün kalpler taşıyamaz.Ağır gelir,Boyunları bükülür,Erişemezler büyüklüğüne. Bazı duygular vardır,Gökyüzü kadar engin,Okyanus kadar derindir.Dünyamızı değiştirirler birdenbire. Bazı duygular vardır,Ateşten gömlek…Volkan gibi eritirler içimizi,Dumandan görülmez gerçekleri. Bazı duygular vardır,Burnumuzun direğini sızlatır,Kasırga gibi savurur yürekleri. Bazı duygular vardır,İçimize attıklarımız,Sessiz kaldıklarımız,Sır gibi sakladıklarımız… Ama gözler...
Rabbim yüce gönül, ömür ver bana. Yâre sunulacak övgüm var benim. Gönlünün bağları virâne olmuş, Bir bahtı karaya, sevgim var benim. Yeşerdi sevdamız, gönül bağında. Sevgi kokar dalında, yaprağında. Ömrümün ikinci bahar çağında. Bir kara gözlüde, gözüm var benim. Gönlümü gönlüne tutsak eyledi. Çaldı kalbim, ne etti ne eyledi. Dili...
Aslında ben hiç kırılgan değildim.. Nasıl kırdın dalım yaprağımı kırıp yok ettin ki .. Tuğba, dalları gibi yerlere eğildim kimse sormadı neden diye… *** Gönlümde tuğba yaprakları yerlere eğilir… Her esen rüzgar estiğinde duda gibi ilenirim yaratana… *** Kırılmadım kimseye… Güvendiğim insanlardan uzaklaştım.. En güzel aşk yaradana dualarımda her anımda...
Severek yazdım. Severek yazdıklarım kabul görür müydü? Yazarlık, sonucunu bilmek istemediğim bir vazife oldu. Bahis konusu olan vazife bir ayaklanma değil elbet. Kendini bulmak ve karanlıktan kurtuluş için… Yoksa hükmeden karanlığın vahşi gururu içinde eririm. Bu benim derdim elbette. Peki, benden evvelkiler ne yapmıştı? Yapılanları kabul etmek zordu. İsyan etmek...