^^
Mustafa Yaralı’nın
/Ağla Bülbül/ şiirine cevaptır. Aziz hatırasına saygıyla….
*
Ahu zâr eyleme ey garip bülbül,
Dalına konacak güller çok daha.
İşte karşı bağda, navruzla sümbül,
Sesine gelecek, eller çok daha.
Yabaydı sırtında, sanılmış aba.
Eşref-i mahlûkat, olur mu kaba?
Mecnun’un Leyla’ya verdiği çaba,
Ve dahi aşk için, çöller çok daha.
Mekteb-i irfanda, kara tahta yok.
Dersini alanın yürekleri tok.
Ey Yaralı’m, kılıcını bele sok,
Leylalar saçında, yeller çok daha.
Kantar tartmaz kendisini sor da gör.
Olan eksikleri, şair hayra yor.
Düşmüşse yüreğe bir sızılı kor,
Yanık söyletecek, teller çok daha.
Bazen kurak olur, çok kez de sulak.
Âlem bir musiki, duyarsa kulak.
Paromete miyiz, rahmeti çalak,
Baharda coşacak, seller çok daha.
Hamdullah ki, işte delil kâinat.
Her zerresi lezzet, her atomu tad.
Bülbüle denmedi, gül koynunda yat,
Bunun idrakinde kullar çok daha.
Duyarlısın, biliyorum Yaralı’m.
İstedim ki şu yaranı saralım.
Hatır sormasa da, benden maralım,
Tozlu ayağına, yollar çok daha…
^
Ali Rıza Navruz
————-
Resim: 1992 yılında Atatürk evi sergi salonunda açmış bulunduğumuz şiir sergisinden iki kare. Üstteki resim Mustafa Yaralı ağabeyim, alttaki resim ben…