TÜM OTANTİK ÖĞRETMENLERİN GÜNÜ (24 KASIM) KUTLU OLSUN! Zeki Coşkunsu “OTANTİK EĞİTİM-ÖĞRETİM”e ilkin “ÇOCUKLAR”ın değil, “YETİŞKİNLER”in (başta “SİYASİ-YÖNETİCİLER/EBEVEYN/EĞİTMEN-ÖĞRETMENLER”in) acil-ivedilikle gereksinimi vardır! Bu “olmazsa olmaz ilmî bir gereklilik-zorunluluk (sine qua non)” tur. Biz ilkin “siyasi-yöneticiler/ebeveyn/eğitmen-öğretmenler” ve “otantisite (otantiklik; gerçeklik, doğruluk, güvenirlik-özgünlük)” den yoksun şu “malum eğitim(!) sistemi” olarak, çoğumuz “çocuklarımızın-geleceğin kâtilleri”yiz!...
MAHALLEDEN ARKADAŞLAR SELÇUK AYDEMİR 222 SAYFA “Söz anne seneye uslu bir çocuk olucam.” “Seneye mi?” “Bir anda olmaz anne, yavaş yavaş. Sigarayı babam iki senede bıraktı, ben de yaramazlığı birkaç ayda anca bırakırım.” Nisan ayını ortak okunacak kitaplara ayırmıştım ve değerli dostlarla, çok güzel kitaplar okuduk şimdiye kadar. Güzel olmaları...
İncinmişti… Kırılmıştı… Paramparça olmuştu… Ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmemiş ve gece yarısı kendini yollara atmıştı. Oysa, ne çok hayal kurmuşlardı geleceğe dair… Araba kullanmak iyi gelirdi belki… Hıçkıra hıçkıra ağlarken aniden kahkahalarla gülmeye başlayıp, sevgilisi olmadan yaşayacağı geleceğin belirsizliğine, dalgın düşüncelere bırakıyordu bir anda kendini… Hala direksiyon başında gibiydi; ama...
Ağır hasarlı ve kanamalı Bir yüreğin neşteridir kalem.. Dert ortağı satırların aralarına sıkıştırır Ruhunun ve duygularının yangınını.. Kötürüm bir hastanın reçetesini ise,, Taşır o cefakâr beyaz kâğıt.. Şair kalbinde saklasa dile düşen cümleleri,, Dolar taşar gün gelir heceleri.. Ve feryat olarak dökülür gönüllere lime lime,, Hiç taze bir gün doğmamıştır...
“Gurbetten Dönenin İçindeki Sıla” Gurbete çıkmak kolaydır çoğu zaman. Bir bavul hazırlanır, yanına birkaç şey alınır, bir de hoşça kal cümlesi bırakılır ardında kalanlara. Bir de geri dönüleceğine dair söylenen yalanlar… Asıl zor olan, dönmektir. Çünkü insan döndüğünde, bıraktığı yerin aynı kalmadığını fark eder. Daha da acısı, kendisinin de bıraktığı...